2010
Ahlaki Cesaret
Mart 2010


Birinci Başkanlık Mesajı, Mart 2010

Ahlaki Cesaret

Ölümlü hayatın amaçlarından biri zor zamanlarda bile Tanrı’nın emirlerini tutacağımızı O’na kanıtlamaktır. Ruhlar dünyasında bu imtihanı geçtik. Ancak cennetteki topluluğun üçte biri bunu başaramama riski olduğu için ölümlü bir hayatta imtihan edilme önerisine karşı çıktı.

Doğmadan önce, biz Tanrı Baba’yı ve Oğlu İsa Mesih’i şahsen tanıyorduk. Bizi eğittikleri ve teşvik ettikleri zaman Onları görüp dinledik. Şimdi akıllarımızın ve anılarımızın üzerine bir perde çekildi. Bedenlerimizden dolayı bedensel ayartmalara ve fiziksel zayıflıklara maruz kalırken, gerçek kimliğimizi imanımız sayesinde görmek zorunda kaldığımızdan yalanların babası Şeytan’ın bize göre bir avantajı vardır.

Bu hayatta bize cesaret veren büyük yardımlara sahibiz. Bunların en büyüğü İsa Mesih’in Kefareti’dir. O’nun sayesinde insanların günahları vaftiz sularında temizlenebilir. Bu bereketi Rab’bin Sofrası’na imanla ve tövbekar bir yürekle iştirak ettiğimizde yenileyebiliriz.

Ruhsal armağanlar da bize yardımcı olur. Dünyaya geldiğimiz zaman Mesih’in Ruhu bize verilir. Bu armağan sayesinde önümüze çıkan seçimlerin bizi sonsuz yaşama yönlendirip yönlendirmeyeceğini bilebiliriz. Kutsal yazıları Kutsal Ruh’un rehberliği ile okursak, onlar bize güvenilir doğru yolu gösterecektir.

Kutsal Ruh minnettar olduğumuzu ifade etmemize ve geçmişteki yaptığımız gibi ve gelecekte Cennetteki Babamızın yanına döndüğümüzde yapacağımız gibi açık bir şekilde ve güvenle dua ederek yardım istememize müsaade eder. Tanrı ile kurduğumuz bu iletişim, Cennetteki Babamıza ve İsa Mesih’e iman edip onları sevmemizi sağlarken, yüreklerimizdeki korkuların silinip atılmasına yardımcı olur.

Kutsal rahiplik, hizmetimiz sırasında bize cesaret verir. Kutsal rahipliğin törenleri sayesinde, Tanrı’nın çocuklarına hizmet etmek ve kötü etkilere karşı direnmek üzere güç kazanırız. O bizi göreve çağırdığında, bize şu söz verilmiştir: “Ve sizi kim kabul ederse, ben de orada olacağım, çünkü ben önünüzden gideceğim. Ben sizin sağınızda ve solunuzda olacağım ve Ruhum yüreklerinizde olacak ve meleklerim sizi yukarı kaldırmak için etrafınızda olacak” (Ö&A 84:88).

Hizmeti sırasında Peygamber Efendimiz Joseph Smith’in korkmasını gerektiren nedenler oldu. Ancak Tanrı ona Büyük Ustamız’ın sergilediği örneği hatırlatarak şu güvence ile cesaret verdi:

“Eğer sen bir çukura atılsan ya da katil insanların eline düşüp ölüm cezasına çarptırılsan; seni derinlere atsalar; yükselen dalgalar sana karşı birlik olsa; korkunç rüzgarlar senin düşmanın olsa; gökler kararsa ve doğadaki bütün maddeler senin yolunu kesmek için birleşse; daha da kötüsü, cehennemin çenesi seni parçalamak için ağzını sonuna kadar açsa, oğlum şunu bilmeni isterim, bütün bunlar sana tecrübe kazandıracak ve senin iyiliğin için olacak.

“İnsan Oğlu bunların daha kötüsünü gördü. Sen ondan daha büyük müsün?” ( Ö&A 122:7–8).

Bu hayatta ne yaşarsak yaşayalım, Tanrı korkumuzu gidermek ve bize cesaret vermek için yeterinden fazla yardım göndermiştir. O’nun yardımını almak için elimizi uzattığımızda, O bizi aradığımız sonsuz hayata doğru çekebilir.

Bu Mesajı Öğretmek İçin Fikirler

Büyük Öğretmen İsa Mesih, öğrettiği ilkeleri derinlemesine düşünüp uygulamalarını teşvik etmek için insanlara sık sık sorular sorardı. … Onun sorduğu sorular insanları düşünmeye, iç değerlendirme yapmaya, Tanrı’ya bağlanmaya yöneltirdi” (Teaching, No Greater Call [1999], 68). Başkalarının bu mesajda öğretilen gerçekleri anlamalarına ve uygulamalarına yardımcı olmak için birkaç soru hazırlamayı ve sormayı düşünebilirsiniz. Örneğin, şunları sorabilirsiniz, “Tanrı korkularınızı uzaklaştırmak ve size cesaret vermek için hangi yardımları gönderdi?” ya da “Tanrı korkularınızı yenebilmeniz için size nasıl yardım etti?” Sorularınızı yanıtlamadan önce onları cevaplarını iyice düşünmeye teşvik edin.