Birinci Başkanlık Mesajı, Nisan 2011
O Burada Yok, Dirildi
Bugün, Kurtarıcı’nın Celileler’e verdiği hizmetin can damarı olan Celile gölünün kıyısında bulunan Kefarnahum şehrinden geriye kalan harabeleri hala görebilirsiniz. Kurtarıcı burada sinagogda vaaz vermiş, sahilde öğretmiş ve insanları evlerinde iyileştirmişti.
İsa hizmetinin başında Yeşaya’dan bir metni okudu: “Egemen Rab’bin Ruhu üzerimdedir. Çünkü O beni yoksullara müjde iletmek için meshetti. Yüreği ezik olanların yaralarını sarmak için, tutsaklara serbest bırakılacaklarını, zindanlarda bulunanlara kurtulacaklarını ilan etmek için Rab beni gönderdi” (Yeşeya 61:1; ayrıca bkz. Luka 4:18)—bu, Tanrı’nın oğullarını ve kızlarını kurtarmak için olan ilahi planın açık bir beyanıydı.
Ancak İsa’nın Celile’deki vaazı sadece bir başlangıçtı. İnsanoğlu’nu Golgota tepesinde önceden beri bekleyen ürkütücü bir randevu vardı.
Son akşam yemeğinden sonra Getsemani bahçesinde tutuklanan, öğrencileri tarafından terk edilen, suratına tükürülen, mahkemede yargılanıp küçük düşürülen İsa, ağır çarmıhının altında sendeleyerek Kafatası denilen yere vardı. Adım adım zaferden ihanete, işkenceye ve çarmıhta ölüme ilerledi.
“The Holy City” [Kutsal Şehir] adlı şarkının sözleri şöyle diyor:
Cennetteki Baba bizim için Oğlu’nu feda etti. Ağabeyimiz bizim için hayatını feda etti.
Büyük Ustamız son anda vazgeçip geri dönebilirdi. Ama bunu yapmadı. O her şeyi kurtarmak için her şeyin yükünü taşıdı: İnsanlığı, dünyayı ve dünyada yaşamış olan bütün hayatı kurtarmak için.
Benim için Mesihçilik inancında hiçbir sözün anlamı melek tarafından Efendilerinin naaşını hazırlamak üzere mezara yaklaşan gözleri yaşlı Mecdelli Meryem ve diğer Meryem’e söylenilen sözlerden daha anlamlı olamaz: “Diri olanı neden ölüler arasında arıyorsunuz? O burada yok, dirildi” (Luka 24:5–6).
Bu açıklama ile o güne kadar yaşamış ve ölmüş olanlar, şu an yaşayıp bir gün ölecek olanlar ve henüz doğmamış ve ölümü tatmamış olanlar şimdi kurtarılmış oldu.
Mesih’in mezara karşı zafer kazanmasının sonucunda, hepimiz dirileceğiz. Bu canların fidye ile kurtulmasıdır. Pavlus şöyle yazdı:
“Göksel bedenler vardır, dünyasal bedenler vardır. Göksel olanların görkemi başka, dünyasal olanlarınki başkadır.
“Güneşin görkemi başka, ayın görkemi başka, yıldızların görkemi başkadır. Görkem bakımından yıldız yıldızdan farklıdır.
“Ölülerin dirilişi de böyledir” (1. Korintliler 15:40–42).
Biz göksel görkemi istiyoruz. Biz Tanrı’nın huzurunda yaşamak istiyoruz. Ebedi bir ailenin üyesi olmak istiyoruz.
Her birimizi sonsuz ölümden kurtaran O’nun hakkında tanıklığımı veririm ki O hakikatin bir öğretmenidir—ama bir öğretmenden daha büyüktür. O mükemmel hayatın örneğidir—ama bir örnekten daha büyüktür. O büyük hekimdir—ama bir hekimden daha büyüktür. O dünyanın gerçek Kurtarıcısı, Tanrı’nın Oğlu, Barış Prensi, İsrail’in Kutsalı, hatta dirilmiş Rab’dir; O şöyle beyanda bulunmuştur, “Ben birinci ve sonuncuyum; yaşayan benim, öldürülen benim; Baba’nın huzurunda sizi savunan benim” (Ö&A 110:4).
“Ah, şu sözler bana tatlı bir sevinç yaşatıyor: ‘Biliyorum ki Kurtarıcım yaşıyor!’”2
Buna tanıklık ederim.
Telif Hakkı © 2011 Intellectual Reserve, Inc. Her hakkı saklıdır. Almanya’da basılmıştır. İngilizce onayı: 6/10. Tercüme onayı: 6/10. First Presidency Message, April 2011 sayısının tercümesidir. Turkish. 09764 186