2011
İyilik Yapma Fırsatları
Mayıs 2011


İyilik Yapma Fırsatları

Rab’bin maddi ihtiyacı olanlara yardım etme yolu insanların sevgiyle kendilerini ve sahip olduklarını Tanrı’ya ve O’nun işine adamalarını gerektirir.

Sevgili kardeşlerim, bu mesajımın amacı Tanrı’nın, yeryüzündeki çocuklarının arasında bulunan yoksul ve muhtaç olanlar için yapmış olduğu ve yaptığı hizmetten dolayı O’nu onurlandırmak ve kutlamaktır. O, yardıma muhtaç çocuklarını ve aynı zamanda onlara yardım etmek isteyenleri sever. O hem yardıma ihtiyacı olanları hem de yardım edecek olanları kutsamak için yollar açmıştır.

Cennetteki babamız yemek yemek, elbise giyinmek ve kendi kendilerinin geçimini sağlamakla elde edilen saygınlığı kazanmak için dünyanın her ucundan yalvaran çocuklarının dualarını işitir. Bu yalvarışlar yeryüzüne erkek ve kadınları yerleştirdiğinden beri Kendisine ulaşmıştır.

Bu ihtiyaçları yaşadığınız yerde ve dünyanın her yerinde öğrenirsiniz. Kalbiniz çoğu zaman şefkat duygularıyla uyanır. İş bulmak için mücadele veren biriyle karşılaştığınız zaman bu yardım etme arzusunu hissedersiniz. Bir dulun evine girip yemeği olmadığını gördüğünüzde bunu hissedersiniz. Depremde ya da yangında harap olmuş evlerinin yıkıntısı içinde oturup ağlayan çocukların fotoğraflarını gördüğünüzde bunu hissedersiniz.

Tanrı onların ağlayışlarını işitip onlar için duyduğunuz derin şefkati hissettiğinden, başlangıçtan bu yana öğrencilerinin yardım edebilmesi için yollar hazırlamıştır. O çocuklarını Kendisine katılıp zamanlarını, varlıklarını ve kendilerini başkalarının hizmetine adamaları için davet eder.

Onun yardım yoluna bazen adama yasasını yaşamak denilmiştir. Başka bir dönemde O’nun yolu birleşik düzen diye adlandırılmıştır. Bizim zamanımızda Kilise Refah Programı olarak adlandırılır.

Faaliyetin adı ve detayları insanların ihtiyaçlarına ve koşullarına uygun bir şekilde değiştirilir. Ancak Rab’bin maddi ihtiyacı olanlara her zaman yardım etme yolu insanların sevgiyle kendilerini ve sahip olduklarını Tanrı’ya ve O’nun işine adamalarını gerektirir.

Bizi muhtaç olanları ayağa kaldırmak için yaptığı işe katılmaya davet etti ve bunu emretti. Vaftiz sularında ve Tanrı’nın kutsal tapınaklarında bunu yapacağımıza dair bir antlaşma yaparız. Pazar günleri Rab’bin sofrasına iştirak ettiğimizde bu antlaşmayı yenileriz

Bugünkü amacım, O’nun muhtaç olan kişilere yardım etmemiz için sağladığı olanakların bazılarını açıklamaktır. Birlikte olduğumuz bu kısa süre içerisinde bunların hepsinden bahsetmem mümkün değil. Umudum sizin hareket etme bağlılığınızı yenilemek ve güçlendirmektir.

Rab’bin bu işe daveti hakkında küçük bir çocukken söylediğim bir ilahi vardır. Çocukluğumda ilahinin güçlü sözlerinden daha çok güzel melodisine dikkatimi verdim. Dilerim ki siz bugün bu ilahinin sözlerini yüreğinizde hissedersiniz. Şimdi bu sözleri tekrar dinleyelim:

Bugün dünyada iyi bir şey yaptım mı?

Muhtaç olan birine yardım ettim mi?

Üzgün olanları neşelendirdim mi ve birisini mutlu ettim mi?

Eğer öyle değilse, ben gerçekten hata ettim.

Bugün birisinin yükü daha hafifledi mi?

Çünkü ben onların yükünü paylaşmak istiyordum

Hasta ve yorgun olanlara yollarında yardım edildi mi?

Yardımıma ihtiyacı olduklarında orada mıydım?

O zaman kalk ve daha çok şey yap

Yukarıdaki konağının hayalini kuracağına.

İyi şeyler yapmak bir zevktir, sonsuz bir sevinçtir,

Görevin ve sevginin bir nimetidir.1

Tanrı düzenli olarak hepimize uyanmamız için çağrılar gönderir. Bu bazen muhtaç olan birine karşı duyduğumuz acıma hissi olabilir. Bir baba bir çocuğun düşüp dizini yaraladığını gördüğünde bunu hissetmiş olabilir. Bir anne geceleyin korkup ağlayan çocuğunun sesini duyduğunda bunu hissetmiş olabilir. Bir erkek ya da kız çocuğu okulda üzgün ya da korkmuş birini gördüğünde bu acıma duygusunu hissetmiş olabilir.

Bilmediğimiz insanlara karşı duyduğumuz sempatik duygular hepimizi etkilemiştir. Örneğin Japonya’daki depremden sonra dalgaların Pasifik’ten hızlı bir şekilde ilerleme haberlerini işittiğiniz zaman, zarar gören insanlar için endişe duydunuz.

Anlayış duyguları, sizin gibi binlerce insana Queensland, Avustralya’daki sel baskınını öğrendiğinizde geldi. Haberlerde yardıma muhtaç olan insanların sayısı tahmini olarak verildi. Fakat içinizden birçoğunuz bu insanların acısını hissettiniz. Bu uyanma çağrısına, yardım etmek ve teselli etmek amacıyla gelen Avustralya’daki 1500 ya da daha fazla gönüllü Kilise üyesi tarafından cevap verildi.

Anlayışlılık duygularını yaptıkları antlaşmalar doğrultusunda bir karar hareketi ile değiştirdiler. Yardımı alan muhtaç insana ve yardım etme fırsatını yakalayan kişiye gelen nimetleri gördüm.

Bilge anne babalar başkalarının muhtaç olduğu her durumun kendi çocuklarının hayatına nimetler getirebileceğini görürler. Geçenlerde üç çocuk içinde lezzetli yemekler olan kapları kapımızın önüne getirdiler. Aileleri bizim yardıma ihtiyacımız olduğunu biliyorlardı ve bu fırsatı değerlendirerek çocuklarını bu hizmete dahil ettiler.

Bu anne baba cömert hizmetleri sayesinde bizim ailemizi kutsadılar. Çocuklarına kendi istekleri doğrultusunda yardım elini uzatmalarına izin vererek bu nimetleri ilerideki torunlarına da sunmuş oldular. Çocukların evimizden ayrılırken gülümseyişleri bana ileride bunun olacağına dair bir güven duygusu verdi. Onlar çocuklarına Tanrı için yaptıkları nazikçe hizmetten duydukları mutluluğu anlatacaklardır. Çocukluğumda, babamın daveti ile komşumuzun bahçesindeki otları temizlediğimde hissettiğim huzur dolu memnuniyeti hatırlıyorum. Bağış verilmem istendiği zaman “Bu iş tatlıdır, Tanrım, Kralım” ilahisinin sözlerini hatırlıyor ve bu sözlere inanıyorum.”2

Bu sözlerin Sebt gününde Rab’be ibadet etmekten duyulan sevinci açıklamak için yazıldığını biliyorum. Ne var ki, kapımıza yemek getiren bu çocuklar, Tanrı’nın işini yapmakla gelen bu mutluluğu hafta içindeki bir günde hissettiler. Anne ve babaları o gün iyilik yapmak ve kuşaklar boyu bu mutluluğu paylaşmak için bir fırsat olduğunu görmüşlerdi.

Tanrı’nın muhtaç olanlara göz kulak olma yolu anne babalara kendi çocuklarını kutsamak için başka bir fırsat tanır. Bunu bir Pazar günü bir kilisede gördüm. Küçük bir çocuk Rab’bin sofrası toplantısından önce ibadet salonuna girerken gözetmene ailesinden gelen bağış zarfını uzattı.

Aileyi ve çocuğu tanıyordum. Aile daha yeni mahallede birisinin muhtaç bir durumda olduğunu öğrenmişti. Çocuğun babası zarfa her zamankinden daha cömert bir oruç bağışı koyarken oğluna şöyle bir şey söyledi: “Biz bugün oruç tuttuk ve muhtaç olanlar için dua ettik. Bizim için bu zarfı gözetmene ver, lütfen. Onun bunu bizden daha fazla ihtiyacı olanlara yardım etmek için vereceğini biliyorum.”

Çocuk, o Pazar günü hissettiği açlık ağrılarının yerine, bu günü mutlu duygularla hatırlayacaktır. Gülümsemesinden ve zarfı sıkıca tutma şeklinden babasının kendisine fakirler için olan aile bağışını götürmesi için kendisine çok güvendiğini görebiliyordum. Belki ilerde bir diyakon olduğunda ya da sonsuza kadar o günü hatırlar.

Idaho’da yıllar önce Tanrı’ya yardım eden insanların yüzlerinde aynı mutluluğu gördüm. Teton Barajı, 5 Haziran 1976 Cumartesi günü yıkıldı. 11 kişi öldü. Binlerce insan birkaç saat içinde evlerini terk etmek zorunda kaldı. Bazı evleri sular alıp götürdü. Yüzlerce konut mal sahiplerini aşan büyük çabalar ve harcamalar sonrasında oturulabilir duruma getirildi.

Trajediyi duymuş olanlar sempati duydular ve bazı kişiler iyi bir şeyler yapmak adına çağrıyı hissettiler. Komşular, gözetmenler, Yardımlaşma Cemiyeti başkanları, kurul liderleri, ev öğretmenleri ve ziyaretçi öğretmenler evlerini ve işlerini bırakıp başkalarının su basmış evlerini temizlediler.

Tatilde olan bir çift sel afetinden hemen sonra Rexburg’a geri döndü. Kendi evlerini görmeye gitmediler. Bunun yerine, gözetmenlerini bulup nasıl yardım edebileceklerini sordular. Gözetmen de onları yardıma muhtaç bir aileye yönlendirdi.

Ancak birkaç gün sonra evlerini kontrol etmeye gittiler. Evleri yok olmuştu, sel alıp götürmüştü. Tek başlarına gözetmenin yanına geri döndüler ve ona, “Şimdi ne yapmamızı istiyorsun?” diye sordular.

Nerede yaşarsanız yaşayın, acıları paylaşma mucizesinin özverili bir eyleme döndüğünü görmüşünüzdür. Bu büyük bir doğal afet sonrasında olmayabilir. Bir rahiplik kurulunda, kendisinin ve ailesinin geçimini sağlamak için çalışma imkanları arayan bir erkeğin ya da kadının ihtiyaçlarını açıklamak için ayağa kalkan bir kardeşimizi gördüm. Odada sempati duygusunu hissedebiliyordum; ama bazı üyeler iş arayan bu adama kendisini işe alabilecek kişilerin adını önerdi.

Rahiplik kurulunda ve Idaho’da sular altında kalan evlerde yaşananlar çok muhtaç durumda olanlara yardım ederek kendi ayakları üzerinde nasıl durabileceklerini gösteren Rab’bin yoludur. Merhamet hissediyoruz ve Rab’bin yolunda yardım etmek için nasıl hareket edeceğimizi biliyoruz.

Bu yıl Kilise’nin refah programının 75’inci yıldönümünü kutluyoruz. Bu program daha sonra Büyük Buhran olarak bilinen bir dönemden sonra işlerini, çiftliklerini ve hatta evlerini kaybedenlerin ihtiyaçlarını karşılamak için kuruldu.

Cennetteki Baba’nın çocuklarının çektiği büyük maddi sıkıntılar, eskideki gibi, tekrar günümüzde görülmüştür ve her zaman görülecektir. Kilisenin refah programının temelinde yatan ilkeler sadece bir sefer için ya da bir yer için değildir. Her zaman ve her yer için geçerlidir.

Bu ilkeler manevi ve ebedi olarak vardır. Bu nedenden dolayı, onları anlamak ve kalbimize koymak, ne zaman ve nerede olursa olsun Rab bizi davet ettiğinde yardım etme fırsatlarını görmemizi ve değerlendirmemizi mümkün kılacaktır.

Rab’bin yolunda yardım etmek istediğimde ve başkaları tarafından bana yardım edildiğinde bana rehberlik eden bazı ilkeler vardır.

Birinci ilke, bütün insanlar kendilerinin ve ailelerinin geçimlerini sağladıkları ve ardından başkalarına göz kulak olmak için onlara yardım eli uzattıkları zaman daha mutludurlar ve kendilerine olan saygıları artar. Benim ihtiyaçlarımı karşılamak için bana yardım eden insanlara minnettar oldum. Yıllar geçtikçe, özgüvenli [kendi ayaklarımın üzerinde] olmama yardım eden insanlara daha çok minnettar oldum. Ama en çok minnettar olduğum insanlar bana ihtiyacımdan fazla malvarlığımın bir kısmını başkalarına yardım etmek için ne yapacağımı gösteren insanlardı.

Ben şunu öğrendim ki para arttırabilmenin tek yolu kazandığımız paranın daha azını harcamaktır. Artan para ile gerçekten vermenin almaktan daha hayırlı olduğunu öğrendim. Bunun bir açıklaması Tanrı’nın yolunda yardım ettiğimiz zaman, O’nun bizi kutsamasıdır.

Başkan Marion G. Romney refah işi hakkında şöyle dedi, “Bu işte kendinize asla yoksulluk veremezsiniz.” Ardından misyon başkanı Melvin J. Ballard’dan bir alıntı yaparak konuşmasını şöyle sürdürdü: “İnsan karşılığında bir somun ekmek almadan Rab’be bir ekmek kabuğu veremez.”3

Hayatımda bunun doğru olduğunu gördüm. Cennetteki Baba’nın muhtaç olan çocuklarına karşı cömert olduğumda, O da bana karşı cömert olur.

Refah işinde bana rehberlik eden ikinci bir sevindirici haber ilkesi birlik beraberlikten gelen güç ve berekettir. Muhtaç olan insanlara hizmet etmek için el ele verdiğimizde, Tanrı bizim yüreklerimizi birleştirir. Başkan J. Reuben Clark Jr. şöyle açıklamıştır: “Bu bağışlar … bütün eğitim ve meslek dallarından gelen insanlar Refah bahçesinde ya da başka bir projede yan yana çalıştıklarında onlara ortak bir kardeşlik duygusu verir.”4

Artan kardeşlik duygusu verenler kadar alanlar için de gerçektir. Yan yana çamur küreklediğim, Rexburg’de evini su basmış bir adam bugüne kadar benimle bir arkadaşlık bağı kurduğunu hissetmektedir. O kendisi ve ailesi için elinden gelen her şeyi yaptığı için daha çok kişisel saygınlık hisseder. Yalnız başımıza çalışsaydık, ikimiz de manevi bir nimetten yoksun kalırdık.

Bu beni refah işindeki eylem ilkelerinden üçüncüsüne getirir: Ailenizi de yanınızda bu işin içine çekin ki böylece başkaları ile ilgilenirken birbirlerine göz kulak olmayı öğrenebilirler. Sizinle birlikte muhtaç olan insanlara hizmet etmek için çalışan oğullarınız ve kızlarınız büyük bir olasılıkla muhtaç oldukları günlerde birbirlerine yardım edeceklerdir.

Kilise refah programının dördüncü değerli ilkesini bir gözetmen iken öğrendim. Bu, fakirleri arayıp bulmak için kutsal yazılarda verilen emre uyduğumuzda yerine gelir. Kendileri ve aileleri ellerinden gelen her şeyi yaptıktan sonra, hala yardıma ihtiyacı olanları bulmak ve onlara yardım sağlamak gözetmenin görevidir. Rab, hakikati bulmaya çalışanlara Kutsal Ruhu nasıl gönderiyorsa, fakirlere göz kulak olurken “arayın, bulacaksınız”5 vaadinin gerçekleşmesi için O’nun Kutsal Ruhu gönderdiğini keşfettim. Fakat araştırmalarda Yardımlaşma Cemiyeti başkanını da dahil etmeyi öğrendim. Siz almadan önce o vahiy alabilir.

Bazılarınıza önümüzdeki aylarda bu ilham gerekecek. Kilise’nin refah programının 75’inci yıldönümünü anısına, dünyadaki tüm üyeler bir günlük bir hizmet projesinde yer almak için davet edileceklerdir. Liderler ve üyeler, hangi proje olursa olsun tasarımını yaparken bunu Tanrı’dan vahiy alarak yapmaya çalışacaklardır.

Hizmet projenizi planlarken size üç öneride bulunacağım.

Birincisi, kendinizi ve öncülük ettiğiniz kişileri ruhen hazırlayın. Sadece yürekler Kurtarıcı’nın Kefareti sayesinde yumuşadığında, siz bu projenin hedefinin Cennetteki Baba’nın çocuklarının hayatını hem manevi hem de maddi yönden kutsayacağını görebilirsiniz.

İkinci önerim ise yardım edeceğiniz kişileri krallığın üyeleri arasından ya da içinde bulunduğunuz toplumlardan seçin; bu insanların ihtiyaçları hizmet edecek insanların yüreğine dokunacaktır. Hizmet ettikleri bu insanlar onların sevgisini hissedeceklerdir. Bu onlara mutlu olmaları için, şarkıda söz verildiği gibi, sadece maddi ihtiyaçlarını karşılamaktan daha önemli şeyler verecektir.

Son önerim ise aile bağlarında, kurullarda, yardımcı organizasyonlarda ve toplumunuzda bulunan insanlarda bulunan güçten yararlanmayı planlamanızdır. Birlik olma duygusu verdiğiniz hizmetin iyi etkilerini çoğaltacaktır. Ve ailedeki bu birlik duyguları Kilise’de ve toplumlarda büyüyecek ve bu proje bittikten uzun bir zaman sonra kalıcı bir miras olacaktır.

Bu konferans sizleri ne kadar takdir ettiğimi söylemek için elime geçen bir fırsattır. Tanrı için verdiğiniz sevgi hizmetinizden dolayı, dünyanın birçok yerinde yardım ettiğiniz insanlarla karşılaştığımda onlar bana şükranlarını sunuyorlar.

Tanrı’nın yolunda yardımcı olarak onları daha yükseğe çıkarmanın bir yolunu buldunuz. Siz ve Kurtarıcı’nın alçakgönüllü öğrencileri insanlara hizmet aşkıyla cömertçe yardım ettiniz ve bu insanlar da duydukları sonsuz minnettarlıklarını bana sunmak istediler.

Sizlerle çalışan insanlardan aynı takdir sözlerini duyuyorum. Bir zamanlar Başkan Ezra Taft Benson’la yan yana durduğumu hatırlıyorum. Tanrı’nın Kilisesi’ndeki refah hizmetleri hakkında konuşuyorduk. Gençlere özgü bir canlılıkla beni şaşırtarak elini havaya kaldırdı ve “Bu işi seviyorum, esas iş budur!” dedi.

Büyük Ustamız adına, Cennetteki Baba’nın çocukları için yaptığınız hizmetlerden dolayı, size teşekkürlerimi sunuyorum. O sizi tanıyor, sizin çabalarınızı, gayretinizi ve fedakarlıklarınızı görüyor. Dua ediyorum ki Tanrı size emeklerinizin meyvesini, yardım ettiğiniz ve Rab için beraber çalıştığınız insanların mutluluğunu görebilme nimetini versin.

Biliyorum ki Tanrı Baba yaşıyor ve dualarımızı işitiyor. İsa’nın Mesih olduğunu biliyorum. Siz ve hizmet ettiğiniz kişiler O’na hizmet ederek ve O’nun emirlerini tutarak günahlarınızdan arınabilir ve güçlendirilebilirsiniz. Benim bildiğim gibi siz de Kutsal Ruh’un gücüyle Joseph Smith’in gerçek ve yaşayan Kiliseyi restore etmek için çağrılan Tanrı’nın peygamberi olduğunu bilebilirsiniz, bu Kilise gerçek ve yaşayan Kilise’dir. Başkan Thomas S. Monson’un Tanrı’nın yaşayan peygamberi olduğuna tanıklık ederim. O, Rab’bin yaptıkları için güzel bir örnektir: Her yeri dolaşarak iyilik yapmaktadır. Dua ediyorum ki “sarkık elleri kaldırarak ve bükük dizleri güçlendirerek”6 önümüze çıkan fırsatları değerlendiririz. İsa Mesih’in kutsal adıyla, amin.