2014
Umudun Paha Biçilmez Bir Mirası
May 2014


Umudun Paha Biçilmez Bir Mirası

Tanrı’yla bir antlaşma yapmayı ya da buna sadık kalmayı seçtiğinizde, sizi örnek alabilecek kişilere bir umut mirası bırakıp bırakmayacağınızı seçersiniz.

Sevgili kardeşlerim, bazılarınız bu toplantıya İsa Mesih’in Son Zaman Azizler Kilisesi’nin görevlileri tarafından davet edildiniz. Bu görevliler sizi vaftiz olarak Tanrı ile antlaşma yapma tercihini seçmeye çoktan davet etmiş olabilirler.

Diğerleriniz ise dinliyorsunuz çünkü bir anne babanın, bir hanımın ya da belki de bir çocuğun önceden Tanrı ile yapmış olduğunuz antlaşmaları yeniden hayatınızın odak noktasına yerleştirmeyi seçeceğiniz umuduyla size sunduğu daveti kabul ettiniz. Dinlemekte olan bazılarınız önceden Kurtarıcı’yı takip etmeyi seçmiştiniz ve bugün O’nun sizi içtenlikle karşılayışının sevincini hissetmektesiniz.

Kim olursanız olun ve nerede olursanız olun, şu anda düşünebildiğiniz insanlardan daha fazlasına mutluluk getirme gücünü elinizde tutuyorsunuz. Her gün ve her saat Tanrı ile antlaşma yapmayı ya da buna sadık kalmayı seçebilirsiniz.

Sonsuz hayat armağanını miras alma yolunda nerede olursanız olun, birçok insana daha büyük mutluluğa giden yolu gösterme fırsatınız var. Tanrı’yla bir antlaşma yapmayı ya da buna sadık kalmayı seçtiğinizde, sizi örnek alabilecek kişilere bir umut mirası bırakıp bırakmayacağınızı seçersiniz.

Siz ve ben böyle bir mirasın vaadiyle kutsanmışızdır. Hayatımdaki mutluluğun çoğunu bu fani dünyada hiç görmediğim bir kişiye borçluyum. O bir öksüzdü ve kendisi benim büyük dedemdi. O bana umudun paha biçilmez bir mirasını bıraktı. Bana bu mirası bırakırken oynadığı rolü sizinle paylaşmak istiyorum.

O’nun adı Heinrich Eyring idi. Çok zengin bir ailenin çocuğuydu. Babası Edward, şu anda Almanya diye bildiğimiz Coburg’da büyük bir araziye sahipti. Annesi Vikontes Charlotte Von Blomberg’dü. Onun babası Prusya kralının topraklarından sorumlu kişiydi.

Heinrich, Charlotte ve Edward’ın ilk oğluydu. Charlotte üçüncü çocuğunun doğumundan sonra 31 yaşında öldü. Edward eşi öldükten kısa bir süre sonra, bütün malını mülkünü başarısız bir yatırımda kaybettikten sonra öldü. Kendisi daha 40 yaşındaydı. Geride üç öksüz çocuk bıraktı.

Büyük dedem Heinrich hem anne ve babasını hem de büyük dünyevi mirasını kaybetmişti. Parasızdı. Anı defterine en büyük umudunun Amerika’ya gitmek olduğunu hissettiğini yazmıştı. Orada ailesi ya da arkadaşları olmamasına rağmen, içinde Amerika’ya gitmekle ilgili bir umut hissi vardı. İlk önce New York City’ye gitti. Sonra St. Louis-Missouri’ye taşındı.

St. Louis’de çalışma arkadaşlarından birisi Son Zaman Azizi idi. Ondan Yaşlı Parley P. Pratt tarafından yazılmış bir broşürün kopyasını aldı. Gerçekten meleklerin insanlara görünüp görünmediğini, yaşayan bir peygamberin olup olmadığını, gerçek ve vahiy edilmiş bir dini bulup bulmadığını bilmek için dua etti.

İki ay boyunca dikkatlice çalıştıktan ve dua ettikten sonra, Heinrich bir rüya gördü ve bu rüyada ona vaftiz olması söylendi. Kendisine ve rahiplik yetkisine saygı duyduğum Yaşlı William Brown bu kutsal töreni gerçekleştirdi. Heinrich yağmur suyuyla dolu bir havuzda 11 Mart 1855’de sabah 7.30’da vaftiz oldu.

Heinrich Eyring’in bugün size öğrettiklerimin doğru olduğunu bildiğine inanıyorum. Sonsuz hayatın mutluluğunun sonsuza dek devam eden aile bağlarından geldiğini biliyordu. Rab’bin mutluluk planını daha yeni bulmasına rağmen, sonsuz sevinç için olan umudunun onu örnek alacak diğer kişilerin seçme özgürlüklerine bağlı olduğunu biliyordu. Sonsuz mutluluk için olan umudu henüz doğmamış olan kişilere de bağlıydı.

Ailemizin umut mirasının bir parçası olarak, torunlarına unutulmayacak bir tarih bıraktı.

Bıraktığı tarihi kayıtlarda, onu takip edecek olan bizlere karşı beslediği sevgisini hissedebiliyorum. Onun sözlerinde, torunlarının cennetteki evimize giden yolda onu takip etmeyi seçebilmemizi umut ettiğini hissediyorum. Sadece tek bir büyük seçimle değil aksine pek çok küçük seçimle sonuca varılacağını biliyordu. Onun tuttuğu anı defterlerinden bir alıntı yapmak istiyorum:

“Yaşlı Andrus’u ilk dinlediğim günden beri… her zaman Son Zaman Azizleri’nin toplantısına katıldım ve toplantıya katılmadığım anlar çok nadirdi çünkü bu toplantılara katılmak benim vazifemdi.

“Bunu anı defterime yazıyorum ki çocuklarım beni örnek alsınlar ve… Azizlerle [toplanmak için] olan önemli görevi asla ihmal etmesinler.”1

Heinrich, Rab’bin sofrası toplantılarında her zaman Kurtarıcı’yı hatırlama vaadimizi yenileyebileceğimizi ve O’nun Ruhu’nun yanımızda bulunabileceğini biliyordu.

Vaftiz antlaşmasını kabul ettikten sadece birkaç ay sonra çağrıldığı görevde ona destek olan bu aynı Ruh’tu. Miras olarak bize, altı yıl boyunca o zamanlar Kızılderili Toprakları diye bilinen yerde görevine sadık kalma örneğini bıraktı. Görevinden serbest bırakılmak için Oklahoma’dan Salt Lake City’ye yaklaşık 1.770 km yürüdü.

Bundan hemen sonra Tanrı’nın peygamberi tarafından güney Utah’a taşınması için hizmete çağrıldı. Oradan yurdu Almanya’da görev hizmetinde bulunmak için olan yeni bir çağrıyı kabul etti. Ondan sonra kuzey Meksika’da Son Zaman Azizleri kolonilerini kurmaya yardım etmek için Rab İsa Mesih’in bir Havarisi tarafından gelen daveti kabul etti. Oradan tekrar tam zamanlı bir görevli olarak Mexico City’ye çağrıldı. O bu hizmet çağrılarını yerine getirdi. Kendisi Meksika’da, Colonia Juárez-Chihuahua’da küçük bir mezarlıkta yatmaktadır.

Bu gerçekleri onu ya da onun yaptıklarını ya da onun torunlarını yüceltmek için söylemiyorum. Bu gerçekleri onun yüreğindeki iman ve umut örneğini hatırlayarak onu takdir etmek için söylüyorum.

O bu hizmet çağrılarını kabul etti çünkü dirilmiş Mesih’in ve Cennetteki Babamız’ın Joseph Smith’e New York eyaletinde bir korulukta göründüğüne inanıyordu. Bunları kabul etti çünkü Rab’bin Kilisesi’ndeki rahiplik anahtarlarının aileleri sonsuza dek mühürleme gücü ile geri geldiğine inanıyordu, eğer antlaşmalarına sadık kalacak kadar yeterli inançları olursa.

Atam Heinrich Eyring gibi siz de özenle ve imanla yapılan ve sadık kalınan kutsal antlaşmaların yolunda ilerlerken sonsuz hayata giden yolda ailenize örnek olan ilk kişi olabilirsiniz. Her antlaşma beraberinde vazifeler ve vaatler getirir. Heinrich için olduğu gibi her birimiz için de bu vazifeler bazen kolay ama çoğu zaman zordur. Ama hatırlayın ki bu vazifeler bazen zor olmalıdır çünkü bunların amacı Cennetteki Baba ve O’nun Sevgili Oğlu İsa Mesih ile beraber ailece sonsuza dek yaşamaya götüren yol boyunca bizi ilerletmektir.

İbrahim kitabından şu sözleri hatırlarsınız:

Ve onların arasında Tanrı’ya benzeyen bir kişi ayağa kalktı ve yanındakilere şöyle dedi: “Biz aşağıya gideceğiz, çünkü orada boşluk var, bu materyalleri alıp bunların barınabileceği bir dünya yaratacağız.

Ve böylece Tanrı’ları Rab’bin onlara emredeceği her şeyi yapıp yapmayacaklarını görmek için onları sınayacağız;

Ve birinci konumlarını korurlarsa onlar kutsanacak ve ilk konumlarını korumazlarsa, ilk konumunu koruyanlarla birlikte aynı krallıktaki görkeme kavuşamayacaklar; ve ikinci konumlarını koruyanların başlarının üzerine sonsuza dek sürecek bir görkem eklenecek.2

İkinci konumumuzu korumak Tanrı ile antlaşmalar yapmamıza ve bizden istenilen vazifeleri sadık bir şekilde yerine getirmeye bağlıdır. Hayat boyunca kutsal antlaşmalara sadık kalmak için İsa Mesih’e Kurtarıcımız olarak iman etmemiz gerekir.

Adem ve Havva düştüğünden dolayı evrensel mirasımız olarak ayartmalara, imtihanlara ve ölüme maruz kalıyoruz. Ancak sevgi dolu Cennetteki Babamız, Sevgili Oğlu İsa Mesih armağanını bize Kurtarıcımız olarak verdi. İsa Mesih’in Kefaretinin bu büyük armağanı ve nimeti bir evrensel mirası beraberinde getirir: Doğan herkese Diriliş vaadi ve sonsuz hayat fırsatı.

Tanrı’nın bahşettiği tüm nimetlerden en büyüğü olan sonsuz hayat, İsa Mesih’in gerçek Kilisesi’nde O’nun yetkili hizmetkarları tarafından sunulan antlaşmaları yaptığımız takdirde bize verilecektir. Düşüşten dolayı hepimizin vaftizin temizleyici etkilerine ve Kutsal Ruh armağanını almak için ellerin başımız üzerine konulmasına ihtiyacı vardır. Bu kutsal törenler uygun rahiplik yetkisine sahip kişiler tarafından yerine getirilmelidir. Ondan sonra Mesih’in Işığı ve Kutsal Ruh’un yardımıyla, Tanrı ile yapmış olduğumuz tüm antlaşmalarımıza, özellikle O’nun tapınağında sunulan antlaşmalara sadık kalabiliriz. Ancak bu şekilde ve bu yardımla herhangi biri sonsuza dek bir aile içinde Tanrı’nın bir çocuğu olarak kendi haklı mirasını talep edebilir.

Bu beni dinleyen bazı kişiler için hemen hemen umutsuz bir rüya gibi görünebilir.

İmanlı anne babaların, Tanrı ile olan antlaşmalarını reddetmeyi ya da bozmayı seçmiş çocukları için üzüldüklerini görmüşsünüzdür. Ama bu anne babalar diğer anne babaların yaşadığı tecrübelerden teselli ve umut bulabilirler.

Alma’nın oğlu ve Kral Mosiya’nın oğulları antlaşmalarına ve Tanrı’nın emirlerine karşı acımasız isyanlarından vazgeçtiler. Genç Alma, oğlu Koriyanton’un iğrenç günahlardan uzaklaşıp sadık hizmetine geri döndüğünü gördü. Mormon Kitabı aynı zamanda doğruluktan nefret etme geleneklerinden vazgeçerek barışı sürdürmek üzere bu uğurda ölmek için ant içen Lamanlılar’ın yaşadığı mucizelerden bahseder.

Genç Alma ve Mosiya’nın oğullarına bir melek gönderilmişti. Bu melek babalarının ve Tanrı’nın halkının imanı ve duaları sayesinde geldi. İnsanların yüreklerine işleyen Kefaretin gücünün bu örneklerinden cesaret ve teselli bulabilirsiniz.

Rab sevdiğimiz kişilere sonsuz miraslarını kabul etmekte yardımcı olmaya çalıştığımızda bize tüm umut kaynaklarını verir. İnsanlar Rab’bin davetlerini yerine getirmemek için direnseler bile onları Rab’bin yanına getirmeye çalıştığımız sürece Rab bize vaatlerde bulunur. Onların direnişleri O’nu üzer ama O vazgeçmez ve biz de vazgeçmemeliyiz. O kalıcı sevgisiyle bize en mükemmel örneği gösterir: “Ve yine, civcivlerini kanatları altına toplayan bir tavuk gibi sizleri kaç kez toplamak istedim, evet, ey düşen İsrail Evi’nin halkı; evet, ey Yeruşalem’de oturan İsrail Evi’nin halkı, siz de düşüp gittiniz; evet, civcivlerini toplayan bir tavuk gibi sizleri toplamak istedim, ama siz istemediniz.”3

Kurtarıcı’nın Cennetteki Babamız’ın tüm ruh çocuklarını O’nun evine geri götürme konusundaki hiç eksilmeyen isteğine güvenebiliriz. Sadık her anne-baba, dede-nine, büyük dede-nine aynı şeyi ister. Cennetteki Baba ve Kurtarıcı yapabileceğimiz ve yapmamız gereken şeylerin en iyi örnekleridir. Doğruluk seçilmelidir diye asla doğruluğu seçmemizi zorlamazlar. Doğruluğu fark etmemizi sağlarlar ve Onlar bize doğruluğun meyvelerinin lezzetli olduğunu gösterirler.

Bu dünyada doğmuş herkes, neyin doğru olduğunu ve neyin yanlış olduğunu görmemize ve hissetmemize yardım eden Mesih’in Işığı ile doğar. Tanrı yapmamızı istediği şeyleri ve yasakladığı şeyleri fark etmemize, Kutsal Ruh’un aracılığıyla, yardım edebilecek fani kullarını yollar. Tanrı seçimlerimizin etkilerini hissetmemize izin vererek doğruyu seçmeyi çekici hale getirir. Eğer doğruyu seçersek, zamanı geldiğinde mutluluğu bulacağız. Eğer kötüyü seçersek, zamanı geldiğinde üzüntü ve pişmanlık göreceğiz. Bu etkiler kesinlikle olur. Fakat bunlar genelde bir sebepten dolayı gecikir. Eğer kutsamalar hemen gelseydi, doğruyu seçmek imanı geliştirmezdi. Bazen üzüntü de çok geciktiğinden dolayı, günahın üzüntü ve acı verici etkilerini sonradan hissetmek yerine erkenden günahtan bağışlanmayı isteme ihtiyacını hissetmek için iman etmemiz gerekmektedir.

Baba Lehi oğullarından bazılarının ve onların ailelerinin yapmış olduğu seçimlerden dolayı acı çekti. Kendisi büyük ve iyi bir insandı; Tanrı’nın bir peygamberiydi. Kurtarıcımız İsa Mesih hakkında sık sık onlara tanıklıkta bulundu. Rab, Lehi’yi ve ailesini yıkımdan kurtarmak için ondan bütün malını ve mülkünü bırakıp gitmesini istediğinde, Lehi itaat ve hizmet örneğini gösterdi. Yine de hayatının sonuna kadar çocuklarıyla tanıklığını paylaştı. Kurtarıcı gibi -onların yüreklerini sezmeye ve onların hem üzgün hem de güzel geleceklerini görmeye gücü olmasına rağmen- Lehi ellerini uzatarak ailesini kurtuluşa çekmek için çabaladı.

Bugün Baba Lehi’nin milyonlarca torunu, Lehi’nin onlar için beslediği umutların boşa olmadığını göstermektedir.

Lehi’nin örneğinden siz ve ben ne öğrenebiliriz? Kutsal yazıları duanın gücü ile çalışarak ve araştırarak Lehi’nin sergilediği örnek davranışlardan öğrenebiliriz.

Ailenize umut mirası vermeyi çabalarken hem kısa vadeli hem de uzun vadeli düşünmenizi tavsiye ederim. Kısa vadede zorluklar olacak ve Şeytan kükreyecektir. Ardından Tanrı’nın Kendi zamanı ve Kendi yoluna göre hareket ettiğini bilerek sabırla, inançla beklenecek şeyler olduğunu göreceğiz.

Sevdiğiniz kişiler daha küçükken, erkenden yapabileceğiniz şeyler vardır. Günlük aile duaları, ailece kutsal yazıları çalışma ve Rab’bin sofrası toplantılarında tanıklıklarımızı paylaşmanın çocuklar küçükken daha kolay ve daha etkili olduğunu hatırlayın. Küçük çocuklar genelde Ruh’a tahmin ettiğimizden daha fazlasıyla duyarlıdır.

Büyüdüklerinde sizinle beraber söyledikleri ilahileri hatırlayacaklar. Müziği hatırlamaktan daha çok, kutsal yazılardaki sözleri ve tanıklığınızı hatırlayacaklar. Kutsal Ruh tüm bu şeyleri onlara hatırlatabilir fakat kutsal yazılardaki ve ilahilerdeki sözler uzun süre hatırlanacaktır. Bu anılar; bir süreliğine, belki de yıllar boyunca amaçsızca dolaşıp durdukları yollardan onları sonsuz hayata giden yola geri getirmeyi sağlayacaktır.

Sevdiklerimiz dünyanın baskısını hissettiklerinde ve kara bulutların onların inancını etki altına aldığını gördüğümüzde uzun vadeli düşünmemiz gerekir. Bizi yönlendirmesi ve onları güçlendirmesi için gereken iman, umut ve ilahi sevgiye sahibiz.

Bunu Tanrı’nın iki yaşayan peygamberine danışman olduğumda gördüm. Onlar eşsiz kişilikleri olan bireylerdi. Onlar her şeye rağmen sürekli iyimserlik göstermişlerdir. Birileri Kilise’de bir şey hakkında telaşa kapıldıklarında onların genel cevabı “Her şey yoluna girecektir” olmuştur. Onlar genelde bu sorunlar hakkında telaşa kapılanlardan çok daha fazlasını bilirler.

Onlar ayrıca Rab’bin yolunu bilirler ve bu yüzden onlar her zaman O’nun krallığı hakkında umutludurlar. Onlar krallığın başında Rab’bin olduğunu bilirler. Rab tüm güce sahiptir ve bizimle ilgilenir. O’nu ailenizin lideri yaparsanız her şey yoluna girecektir.

Heinrich Eyring’in soyundan gelen kişilerden bazıları doğru yoldan uzaklaştılar. Fakat onun torunlarının çocuklarının çocukları hiç tanışmadıkları ataları için kutsal törenleri yerine getirmek için sabah 06.00’da Tanrı’nın tapınaklarına giderler. Onun geride bıraktığı umut mirasından dolayı giderler. O, torunlarının çoğunun sahip çıktığı bir mirası onlara bıraktı.

İmanla, elimizden gelen her şeyi yaptıktan sonra Rab, ailelerimiz için umut ettiğimiz, tahmin edemeyeceğimiz kadar büyük nimetlerin gerçekleşmesini sağlayacaktır. Rab, O’nun çocukları olarak, onlar ve bizim için en iyisini ister.

Hepimiz yaşayan Tanrı’nın çocuklarıyız. Nasıralı İsa, O’nun Sevgili Oğlu’dur ve dirilmiş Kurtarıcımız’dır. Bu Kilise O’nun Kilisesi’dir. Bu Kilise’de rahipliğin anahtarları vardır ve böylece aileler sonsuza dek beraber olabilir. Bu bizim umutla ilgili olan paha biçilmez mirasımızdır. Bunun doğru olduğuna Rab İsa Mesih’in adıyla tanıklık ederim, amin.

Yazdır