2017
İyilik Yapmaktan Korkmayın
November 2017


Birinci Başkanlık Mesajı, Kasım 2017

İyilik Yapmaktan Korkmayın

Rab bize O’nun kayası üzerinde inançla durduğumuzda, şüphe ve korkunun azaldığını, iyilik yapma arzumuzun arttığını söylemektedir.

Sevgili kardeşlerim, bugün konuşurken Rab’bin Ruhu’nun bizimle beraber olması için alçakgönüllülükle dua ediyorum. Kalbim bu konferanstaki içten dualarda, ilham verici vaazlarda ve meleklere özgü şarkılarda hissettiğimiz ilham için Rab’be minnettarlıkla dolu ki bu kilise O’nun Kilisesi’dir.

Geçen Nisan ayında, Başkan Thomas S. Monson benimki de dahil olmak üzere tüm dünyadaki kalpleri heyecanlandıran bir mesaj verdi. Mormon Kitabı’nın gücü hakkında konuştu. Bizden kitabı çalışmamızı, düşünmemizi ve öğretilerini uygulamamızı istedi. Eğer çalışıp düşünmek için zaman ayırırsak ve Mormon Kitabı’nda geçen emirleri yerine getirirsek, bunun doğru olduğunun hayat dolu bir tanıklığına sahip olabileceğimizin sözünü verdi ve yaşayan Mesih’in hakkında oluşan bu tanıklık zor zamanlarda bizi güvenliğe çıkartacaktır. (Bkz. “Mormon Kitabı’nın Gücü,” Liyahona Mayıs 2017, 86-87.)

Çoğunuz gibi ben de peygamberlerin sözlerini Rab’bin bana olan sesiymiş gibi duydum. Ve ayrıca çoğunuz gibi, bu sözlere uymaya karar verdim. Halen gençliğimden beri Mormon Kitabı’nın Tanrı’nın sözü olduğuna dair tanıklığı hissettim, öyle ki Baba ve Oğul, Joseph Smith’e göründüler ve onunla konuştular ve eski Havariler, Rab’bin Kilisesi’nin rahiplik anahtarlarını iade etmek için Peygamber Joseph’a geldiler.

Bu tanıklıkla, Mormon Kitabın’nı 50 yıldan daha uzun bir süre boyunca her gün okudum. Bu yüzden belki de makul bir şekilde Başkan Monson’ın sözlerinin başka bir kişi için olduğunu düşünebilirdim. Fakat çoğunuz gibi, peygamberin teşvikini hissettim ki, onun vaadi beni daha fazla çaba göstermeye davet etmektedir. Çoğunuz benim yaptığımı yaptınız: Artan bir amaçla dua ettiniz, kutsal yazıları daha dikkatle düşündünüz ve Rab’be ve O’nun adına insanlara hizmet etmek için daha da gayret gösterdiniz.

Benim için ve çoğunuz için olan mutlu sonuç, peygamberin ne vaat ettiğidir. Onun ilhamlı öğüdünü kalbine işleyen bizler Ruh’u daha belirgin bir biçimde duyduk. Ayartmalara direnmek için daha fazla güç bulduk ve dirilmiş İsa Mesih’e, O’nun sevindirici haberine ve O’nun yaşayan Kilisesi’ne karşı daha büyük bir inanç hissettik.

Dünyadaki kargaşaların arttığı bir zamanda, tanıklıktaki bu artışlar şüpheyi ve korkuyu silip attı ve bir huzur hissini getirdi. Başkan Monson’ın öğüdüne kulak vermek, iki diğer harika etki yarattı: Birincisi, onun söz verdiği Ruh, dünyadaki kargaşalar artmış görünse de bizi bekleyen şeyler hakkında bir iyimserlik hissi yarattı. Ve ikincisi, Rab bana ve size, sıkıntıda olanlar için olan O’nun sevgisini daha fazla hissetmemizi sağladı. Başkalarını kurtarmaya gitme arzumuzun arttığını hissettik. Bu arzu, Başkan Monson’ın hizmeti ve öğretisinin merkezinde bulunmaktadır.

Rab, Peygamber Joseph Smith ve Oliver Cowdery’yi bekleyen görevler bunaltıcı gibi göründüğünde, onlara başkalarını daha çok sevmelerini ve cesaretli olmalarının sözünü verdi. Rab, gereken cesaretin onların kayası olarak O’na olan inançlarından geleceğini söyledi:

“Oğullarım, iyilik yapmaktan korkmayın; çünkü ne ekerseniz, onu biçersiniz; bu yüzden iyilik ekerseniz, aynı şekilde ödülünüz olarak iyilik biçeceksiniz.

“Bu yüzden, korkma, ey küçük sürü; iyilik yap; bırak dünya ve cehennem size karşı birleşsin, çünkü kayam üzerine inşa edilirseniz, onlar sizi yenemez.

“İşte, sizi suçlamıyorum; kendi yolunuza gidin ve bir daha günah işlemeyin; yapmanızı emrettiğim işi ciddi bir şekilde yapın.

“Her düşüncede bana bakın; kuşkulanmayın, korkmayın.

“Böğrümü delen yaraları ve ayrıca ellerim ve ayaklarımdaki çivi izlerini düşünün; sadık olun, emirlerimi yerine getirin ve sizler göklerin krallığını miras alacaksınız” (Ö&A 6:33-37).

Rab, İade Edilişin liderlerine dedi ki ve bize de diyor ki O’nun kayası üzerinde inançla durduğumuzda, şüphe ve korku azalır; iyilik yapma arzumuz artar. Başkan Monson’ın, İsa Mesih’in tanıklığını kalplerimize ekmek için olan davetini kabul ettiğimizde, kendi ihtiyaçlarımızı düşünmeden başkalarını kurtarma gücünü, arzusunu ve cesaretini kazanırız.

İnançlı Son Zaman Azizleri, korku verici denemelerle yüzleştikleri zaman bu tür inancı ve cesareti birçok kez gördüm. Örneğin Teton Barajı 5 Haziran 1976’da patladığında Idaho’daydım. Bir su duvarı çökmüştü. Binlerce insan evlerini terk ettiler. Binlerce ev ve iş yerleri yok oldu. 15 kişiden daha az kişinin ölmesi bir mucizeydi.

Orada gördüklerimi, Son Zaman Azizleri’nin İsa Mesih’in tanıklığının kayası üzerinde kararlı bir şekilde durdukları zaman gördüm. O’nun onları izlediğinden hiçbir şüpheleri olmadığından, onlar korkusuz olurlar. Başkalarına yardım etmek için kendi sıkıntılarını unuturlar. Ve bunu Rab’be olan sevgilerinden dolayı yaparlar ve karşılık beklemezler.

Örneğin Teton Barajı patladığında, bir Son Zaman Azizi çifti evlerinden binlerce kilometre uzaklıkta seyahat etmekteydi. Haberi radyodan duyar duymaz, Rexburg’a hemen geri döndüler. Kendi evlerinin yıkılıp yıkılmadığını görmeye gitmek yerine, gözetmenlerini bulmaya gittiler. Gözetmen, kurtarma merkezi olarak kullanılan bir binadaydı. Sarı okul otobüsleri ile gelen binlerce gönüllüyü yönlendirmeye yardım ediyordu.

Bu çift, gözetmene doğru yürüdü ve onlar “Biz yeni döndük. Gözetmenim, yardım etmek için nereye gidebiliriz?” dediler. Gözetmen onlara bir ailenin isimlerini verdi. Bu çift, peş peşe farklı evlerdeki çamur ve suyu tahliye ettiler. Günlerce sabahtan akşama kadar çalıştılar. En sonunda kendi evlerini gidip görmek için bir mola verdiler. Evleri selde yok olmuştu, temizlenecek bir şey bırakmamıştı. Böylece çabucak dönüp tekrardan gözetmenlerine gittiler. “Gözetmenim, yardım edebileceğimiz başka birisi var mı?” diye sordular.

Bu sessiz cesaretin ve ilahi sevginin -yani Mesih’in saf sevgisinin- mucizesi yıllar boyunca ve bütün dünyada tekrarlanmıştır. Bu tür şeyler Missouri’de Peygamber Joseph Smith’in zamanında zulümlerin ve sıkıntıların olduğu o berbat günlerde de oldu. Bu mucize, Brigham Young Nauvoo’dan göçü yönlendirdiğinde ve sonrasında Azizleri, Rab adına Siyon’u kurmak üzere birbirlerine yardım etmeleri için Birleşik Devletler’in batısında her tarafta bulunan çöllük yerlerde toplanmaları için çağırdığında oldu.

Bu öncülerin günlüklerine yazdıklarını okursanız, inanç mucizesinin şüpheyi ve korkuyu silip attığını görebilirsiniz. Ve kendi koyunlarına ya da kendi tarlalarına dönmeden önce, Azizlerin Rab adına başka birisine yardım etmek için kendi çıkarlarını düşünmediklerini okursunuz.

Bu aynı mucizeyi daha birkaç gün önce Puerto Rico, Saint Thomas ve Florida’daki Irma Kasırgası’nın akıbetinde gördüm. Oradaki Son Zaman Azizleri, diğer kiliseler, yerel toplumsal gruplar ve ulusal organizasyonlarla ortak olup temizlik işlerine başladılar.

Rexburg’daki arkadaşlarım gibi, Florida’daki Kilise üyesi olmayan bir çift kendi arazilerinde çalışmak yerine bölge halkına yardım etmeye odaklandı. Son Zaman Azizi olan bazı komşular garaj yolunu engelleyen iki büyük ağaç için yardım etmeyi teklif ettiklerinde, bu çift, olanlardan çok etkilendiklerini ve bu yüzden başkalarına yardım etmeyi seçtiklerini söylediler ve Rab’bin evleri için ihtiyaç duydukları yardımı sağlayacağına inandılar. Ondan sonra koca, Kilise üyelerimiz yardım teklif etmeden önce çiftin dua ettiklerini paylaştı. Yardımın geleceğine dair bir cevap almışlardı. Bu hissettikleri güvenceden birkaç saat sonra yardım geldi.

Bazı insanların sarı Yardımcı Eller tişörtleri giyen Son Zaman Azizlerini “Sarı Melekler” diye çağırmaya başladıklarına dair bir rapor duydum. Bir Son Zaman Azizi bayan, arabasını tamire götürdü ve ona yardım eden adam, sarı tişörtlü kişilerin bahçesindeki ağaçları kaldırırken yaşamış olduğu “ruhsal deneyimi” anlattı ve şunu dedi, onlar “bana Tanrı’nın bir çocuğu olma konusunda bir şarkı söylediler.”

İnancımızdan olmayan başka bir Florida sakini, harap olmuş bahçesinde çalışırken ve kendini bunalmış, ateşi çıkmış ve tam ağlayacak gibi hissederken, Son Zaman Azizleri’nin evine geldiğini anlattı. Kendi sözleriyle, gönüllüler “tam bir mucize” yaratmışlardı. Onlar sadece gayretle değil aynı zamanda gülerek ve tebessümle hizmet ettiler ve karşılığında hiçbir şey kabul etmediler.

Florida’da bir grup Son Zaman Azizi’ni bir Cumartesi gecesi ziyaret ettiğimde bu gayreti ve gülüşlerini duydum. Gönüllüler temizlik işlerini onların ellerini sıkmama izin verecek kadar bıraktılar. Georgia’daki çadır kazıklarından 90 üye daha bir gece önce Florida’daki kurtarmaya katılmak için planlar yapmışlardı.

Georgia’dan sabah 4:00’te ayrılmışlardı, saatlerce araba sürmüşlerdi, gün boyunca ve gece geç saatlere kadar çalışmışlardı ve ertesi gün tekrar çalışmayı planlıyorlardı.

Bunları gülümseyerek ve hoş bir mizaçla anlattılar. Hissettiğim tek stres, işlerinin başına dönebilmeleri için kendilerine teşekkür edilmesinin durmasını istiyor olmalarıydı. Bir sonraki kurtarma takımına gitmek için arabamıza bindiğimizde, çadır kazığı başkanı motorlu testeresini tekrar başlatmıştı ve devrilmiş bir ağaç üzerinde çalışıyordu ve gözetmen ağacın dallarını kaldırıyordu.

Günün erken saatlerinde, başka bir bölgeden çıkarken, bir adam arabaya doğru yürüdü, şapkasını çıkarttı ve bize gönüllüler için teşekkür etti. Dedi ki, “Ben kilisenizin bir üyesi değilim. Bizim için yaptıklarınıza inanamıyorum. Tanrı sizi kutsasın.” Onun yanında duran sarı tişörtlü LDS [SZA] gönüllüsü sanki hiçbir övgüyü hak etmemiş gibi gülümsedi ve omzunu silkti.

Georgia’dan gelen bu gönüllüler gördüklerine inanamayan bu adama yardım etmeye geldiklerinde, Florida’nın çok harap olmuş yerlerinden gelen yüzlerce Son Zaman Azizi, yüzlerce kilometre uzağa, çok daha ağır afete uğramış olduğunu duydukları güney Florida’daki başka bir yere gitmişlerdi.

O gün, Peygamber Joseph’ın bir peygambere özgü sözlerini hatırladım ve daha iyi anladım: “Tanrı’nın sevgisiyle dolmuş bir kişi tek ailesi için olan nimetlerle memnun kalmaz, aksine bütün dünyayı dolaşıp bütün insanları bereketlemek ister” (Teachings of Presidents of the Church: Joseph Smith [2007], 426).

Her yerde Son zaman Azizlerinin hayatındaki bu sevgiyi görmekteyiz. Dünyanın herhangi bir yerinde her sefer bir facia olduğunda, Son Zaman Azizleri bağışta bulunur ve Kilise’nin insanı yardım işleri için gönüllü olur. Bunun için başvuru yapmaya nadiren gerek vardır. Aslında, bazı durumlarda işi yönetenler gönüllüleri kabul etmeye hazır oluncaya kadar, gönüllülerden kurtarma bölgesine gitmek için beklemelerini istemek zorunda kalıyoruz.

Bu kutsama arzusu, İsa Mesih’e, O’nun sevindirici haberine, O’nun iade edilmiş Kilisesi’ne ve O’nun peygamberine olan tanıklığı kazanmakta olan insanların meyvesidir. Bu nedenden dolayı Rab’bin halkı şüphe duymaz ve korkmaz. Bu nedenden dolayı görevliler dünyanın her köşesinde hizmet etmeye gönüllü olurlar. Bu nedenden dolayı anne babalar çocukları ile beraber başkaları için dua ederler. Bu nedenden dolayı liderler, Başkan Monson’ın Mormon Kitabı’nı canı gönülden okuma isteğini kabul etmeleri için gençleri davet ederler. Bir meyve, liderler tarafından ısrar edildiğinde değil aksine gençlerin ve üyelerin imanlarına göre hareket ettiklerinde oluşur. Harekete geçirilen -özverili fedakarlığı gerektiren- bu inanç, onların Tanrı’nın sevgisini hissetmelerine izin veren kalp değişikliğini getirir.

Ancak, kalplerimiz sadece peygamberin öğütlerine uymaya devam ettiğimizde değişime uğrar. Bir önemli gayretten sonra denemeyi bırakırsanız, değişim azalacaktır.

Sadık Son Zaman Azizleri, Rab İsa Mesih’e Tanrı’nın sözü olarak Mormon Kitabı’na ve O’nun gerçek Kilisesi’ndeki rahiplik anahtarlarının iade edilişine olan inançlarını arttırmışlardır. Bu artmış tanıklık bize daha büyük bir cesaret vermiştir ve Tanrı’nın diğer çocuklarını daha çok düşünmemizi sağlamıştır. Fakat önümüzdeki zorluklar ve olanaklar daha fazlasını gerektirecektir.

Detayları önceden göremeyiz ama resmin daha büyük olduğunu biliyoruz. Son günlerde dünyanın kargaşa içinde olacağını biliyoruz. Hangi sorun çıkarsa çıksın, Rab’bin sadık Son Zaman Azizlerini İsa Mesih’in sevindirici haberini bütün uluslar, sülaleler, diller ve insanlara götürmek için yönlendireceğini biliyoruz. Ve Rab’bin gerçek öğrencilerinin, O tekrar geldiğinde O’nu kabul etmeye layık ve hazır olacaklarını biliyoruz. Korkmamıza gerek yoktur.

Bu yüzden, önceden kalplerimizde iman ve cesaret oluşturmamıza rağmen, Rab bizden ve bizden sonraki nesillerden daha çok şey bekler. Onlar bizden daha büyük ve daha zor şeyler yapacaklarından dolayı, onların daha güçlü ve daha cesaretli olmaları gerekecektir. Ve onlar ruhlarımızın düşmanından gelen, giderek artan mücadelelerle yüz yüze geleceklerdir.

İleri doğru giderken gerekli iyimserliğin yolu Rab tarafından gösterilmiştir: “Her düşüncede bana bakın; kuşkulanmayın, korkmayın” (Ö&A 6:36). Başkan Monson bunun nasıl yapılacağını bize söylemiştir. Mormon Kitabı’nı ve peygamberlerin sözlerini düşünüp uygulamalıyız. Her zaman dua edin. İnanın. Bütün yüreğinizle, gücünüzle, aklınızla ve kuvvetinizle Rab’be hizmet edin. İlahi sevgi armağanı, yani Mesih’in saf sevgisi için kalplerimizin tüm gücüyle dua etmeliyiz (bkz. Moroni 7:47-48). Ve en önemlisi peygamberlerin öğütlerini takip etmekte tutarlı ve ısrarlı olmalıyız.

Yol zor olduğunda, Rab’bin vaadine güvenebiliriz ki Başkan Monson, Kurtarıcı’nın şu sözlerini sık sık alıntı yaptığında, bize bu vaadi hatırlatmıştır: “Kim sizi kabul ederse, ben de orada olacağım; çünkü ben sizin yüzünüzün önünde gideceğim. Sizin sağınızda ve solunuzda olacağım ve Ruhum kalplerinizde olacak ve benim meleklerim sizi yukarı taşımak için etrafınızda olacak” (Ö&A 84:88).

Tanıklık ederim ki Rab’bin işinde olduğunuzda Rab sizin yüzünüzün önünden gidecektir. Bazen başkalarına destek olmak için Rab’bin gönderdiği bir melek olacaksınız. Bazen size destek olan melekler tarafından etrafı sarılmış kişi siz olacaksınız. Ama her Rab’bin sofrası toplantısında söz verildiği gibi her zaman kalplerinizde O’nun Ruhu’na sahip olacaksınız. Sadece O’nun emirlerini tutmalısınız.

Yeryüzündeki Tanrı’nın krallığı için en iyi günler ileridedir. Karşıtlık, Peygamber Joseph Smith’in günlerinden beri olduğu gibi İsa Mesih’e olan imanımızı güçlendirecektir. İnanç her zaman korkuyu yener. Beraberlikten bütünlük doğar. Ve ihtiyacı olanlar için dualarınız, sevgi dolu Tanrı tarafından duyulur ve cevaplanır. O ne uyuklar ne de uyur.

Tanıklığımı veririm ki Tanrı Baba yaşıyor ve O’nun yanına eve gelmenizi istiyor. Bu Kilise, Rab İsa Mesih’in gerçek Kilisesi’dir. O sizi tanıyor; O sizi seviyor; O size göz kulak oluyor. O, sizin günahlarınızın ve Cennetteki Baba’nın tüm çocuklarının günahlarının kefaretini ödedi. O’nu hayatınızda ve başkalarına olan hizmetinizde takip etmek sonsuz hayata giden tek yoldur.

Bunlara tanıklı ederim ve kutsamamı ve sevgimi sizlere bırakıyorum. İsa Mesih’in kutsal adıyla, amin.