İBRANİLER’E MEKTUP
GİRİŞ
Genel Bakış: Yazar ne kendi kimliğini, ne de mektubu kime yazdığını açıklıyor. Böylece işimiz, metinde verilen ipuçlarından bazı sonuçlar çıkarmaya kalıyor. Yazarın kendisi, İsa’nın on iki elçisi arasında yer almaz; ama İsa’nın öğretilerini ilk izleyicilerinden duymuştur (2:2-3). Eski Antlaşma’yı iyi bildiği apaçık; Eski Antlaşma’dan yaptığı 29 aktarmanın yanısıra, 50’nin üzerinde bölümden de söz eder. Geleneksel başlıkla (İbraniler’e) içeriğin tamamı, mektubun Yahudi asıllı Mesih inanlılarına yazıldığını gösteriyor. Bu insanlar, daha önce ölüm derecesinde olmamakla birlikte, inançları uğruna büyük baskılara uğramışlardı. Ama şimdi o kadar gayretli görünmüyorlar. Bunun için inandıklarına sımsıkı sarılmaya özendiriliyorlar. Mektubun İ.S. 70’ten önce yazıldığı anlaşılıyor. Çünkü Yeruşalim’deki tapınağın İ.S. 70 yılında yıkılmasından hiç söz edilmiyor. Tersine yazar, tapınakta sürekli sunulan sunulardan söz ediyor (örn. 9:6-9).
Mektubun İçeriği: Yazarın ilk sözleri, iletmek istediği bildiriyi özetliyor: “Tanrı eski zamanlarda peygamberler aracılığıyla birçok kez çeşitli yollardan atalarımıza seslendi. Bu son çağda da her şeye mirasçı kıldığı ve aracılığıyla evreni yarattığı kendi Oğlu’yla bize seslenmiştir”. İbraniler, özde Tanrı Oğlu’na ilişkin bir mektuptur. Yazar, Oğul’u meleklerden (1:4-14; 2:15-18) ve Musa’dan (3:2-6) üstün gösterir. Zayıflıklarımızı bilen, “Kendisini bir kez kurban ederek günahı ortadan kaldırmak için çağların sonunda ortaya çıkan” ve kendisinin aracılığıyla “Tanrı’ya yaklaşanları tümüyle kurtarabilen” başkâhin O’dur (4:15; 9:26; 7:25). Başkâhin olarak ortaya çıkması, Kutsal Yasa’da değişikliği gerekli kılıyor; yeni bir antlaşma eskisinin yerini alıyor. Bu yeni antlaşmaya göre Tanrı diyor ki, “Yasalarımı zihinlerine işleyeceğim, yüreklerine yazacağım. Ben onların Tanrısı olacağım, onlar da benim halkım olacak… Suçlarını bağışlayacağım, günahlarını artık anmayacağım”. İsa, Tanrı’nın huzuruna giden yeni bir yol açtı. Biz de Tanrı’ya güvenle yaklaşabiliriz (10:19-22).
Mektup ayrıca Tanrı’dan uzaklaşmak tehlikesiyle ilgili uyarılar içerir. “İman olmadan Tanrı’yı hoşnut etmek olanaksızdır” ifadesinin yer aldığı 11. bölüm, iman konusunda eşsiz bir bölümdür. İmanda örnek alınacak erkek ve kadınlardan söz ediliyor. Bunlar öyle kişiler ki, “Tanrı onların Tanrısı olarak anılmaktan utanmıyor.”
Mektubun son bölümü uygulamaya yönelik öğütler içerir.