Pavlus’tan ROMALILAR’A MEKTUP
GİRİŞ
Genel Bakış: Elçi Pavlus bu mektubu Yeruşalim’e yaptığı bir yolculuk sırasında yazmıştır. Toplanan bağışları oradaki yoksul inanlılara iletmekle görevlendirilmişti (15:25-27). Bu da İ.S. 57-59 yılları arasında, Müjde’yi yaymak için çıktığı üçüncü yolculuğun sonlarında olabilir. Büyük olasılıkla Korint’ten yazmaktadır (Elç. 20:1-3). Bundan sonra Yeruşalim’e, Yeruşalim’den de İspanya’ya gitmeyi, yol üzerinde de Roma’ya uğramayı tasarlar (1:9-15; 15:22-32). Daha önce Roma’da Müjde’yi yaymış değildi, ama oradaki inanlıların birçoğunu tanıyordu (16:3-16). Yaydığı Müjde’yi, Tanrı’nın kendisini duyurmaya çağırdığı bildiriyi bu mektupta açıklamaktadır. 1:16-17 ayetlerinde şöyle diyor: “Müjde’den utanmıyorum. Müjde iman eden herkesin… kurtuluşu için Tanrı gücüdür. Tanrı’nın insanı akladığı, Müjde’de açıklanır. Aklanma yalnız imanla olur. Yazılmış olduğu gibi, ‘İmanla aklanan yaşayacaktır.’ ”
Mektubun İçeriği: Mektubun ilk önemli konusu, Tanrı’nın gazabına ve yargısına yol açan insan günahıdır. Pavlus bunu belirttikten sonra insanın bu kötü durumu için Tanrı’nın sunduğu çareyi açıklıyor. Tanrı insanları, İsa Mesih’e iman ettikleri için aklar, Musa’nın Yasası’na uydukları için değil. Kutsal Yasa’nın gereklerini hiç kimse tümüyle yerine getiremez. Zaten Kutsal Yasa’nın amacı da başkadır. Yasa günahı tanımlar ve ciddiyetini vurgular. Dahası, Pavlus 6:1-23 ayetlerinde, Mesih’e ait olanların yalnız geçmişlerinden ötürü bağışlanmakla kalmadıklarını, günahtan da özgür kılındıklarını açıklar. Pavlus’un dediği gibi, “Günah size egemen olmayacaktır” (6:14). İnananlar Kutsal Ruh’un yönetiminde yaşadıkça Tanrı’nın istediği gibi yaşamış olacaklardır (8:1-14). Gerçekte Tanrı’nın amacı bunun da ötesine geçiyor (8:14-39): “Tanrı önceden bildiği kişileri Oğlu’nun benzerliğine dönüştürmek üzere önceden belirledi. Öyle ki, Oğul birçok kardeş arasında ilk doğan olsun” (8:29).
Yahudi kökenli olan inanlılar topluluğu her ulustan geleni kabul etmeye başladığı bir sırada Pavlus Tanrı’nın Yahudiler’e ilişkin amacını irdelemeye başlar. Öyle anlaşılıyor ki, Roma’daki kilise hem Yahudi hem de öteki uluslardan gelen üyelerden oluşuyordu. Et yiyip yememek, belirli günleri kutlayıp kutlamamak (14:1-6) konusundaki tartışmalar da buna bir ipucu sayılabilir. Pavlus, Müjde’yi öteki uluslara duyurmaya çağrılmıştı, ama kendi halkı için de büyük kaygıları vardı. Bir başka kaygısı daha vardı, bu da öteki uluslardan olan inanlıların Yahudiler’e neler borçlu olduklarını bilmelerini istemesiydi.
Pavlus mektubun son bölümlerinde (12:1–15:13) uygulamaya ilişkin öğütleri peş peşe sıralıyor.