2010–2019
Kutsal Ruh’un Rehberliğibe İzin Verin
Nisan 2017


15:43

Kutsal Ruh’un Rehberliğine İzin Verin

İlahi görevi aracılığıyla, Kutsal Ruh, Rab’bin ışığında yürümemiz için bize ilham verir, tanıklık eder, öğretir ve hatırlatır.

Kardeşlerim, hepiniz gibi ben de Başkan Thomas S. Monson’ın ve onun bu sabah verdiği mesajın sayesinde Rab’bin işinin hızlandığını gördüğümüzün farkındayım. Başkan Monson, seni seviyor, seni destekliyor ve her zaman senin için dua ediyoruz, “sevgili peygamberimiz.”1

Bu hafta sonu Ruh’un üzerimize döküldüğünü hissettik. Gerek bu büyük salonda olun gerekse dünyanın uzak bölgelerindeki evlerinizden ya da bir araya geldiğiniz toplantı evlerinden izlemiş olun, Rab’bin Ruhu’nu hissetmek için fırsat buldunuz. Bu Ruh, bu konferansta öğretilen doğruları kalplerinizde ve zihinlerinizde onaylar.

Şu iyi bilinen ilahinin sözlerini düşünün:

Kutsal Ruh’un rehberliğine izin verin;

Bize doğruyu öğretmesine izin verin.

O Mesih’e tanıklık edecek,

Zihinlerimizi cennetin görüntüsü ile aydınlatacak.2

Son zaman vahiylerinden biliyoruz ki, Tanrı birliği üç farklı ve ayrı varlıktan oluşur: Cennetteki Babamız, O’nun Biricik Doğmuş Oğlu İsa Mesih ve Kutsal Ruh. Biz biliyoruz ki, “Baba’nın bir insanın bedeni gibi dokunulur, etten ve kemikten bir bedeni vardır; Oğul’un da; ama Kutsal Ruh’un etten ve kemikten bir bedeni yoktur, ne var ki Ruh’tan bir şahsiyettir. Öyle olmasaydı, Kutsal Ruh içimizde yaşayamazdı.”3

Bugünkü mesajım, Kutsal Ruh’un hayatımızdaki önemi üzerine odaklanıyor. Cennetteki Babamız ölümlü hayatta zorluklarla, sıkıntı ve kargaşayla karşı karşıya kalacağımızı biliyordu; Babamız sorularla, hayal kırıklıklarıyla, ayartmalarla ve zayıf yönlerimizle mücadele edeceğimizi biliyordu. Bize ölümlü gücü ve ilahi rehberliği vermek için Kutsal Hayalet’in başka bir adı olan Kutsal Ruh’u verdi.

Kutsal Ruh bizi Rab’be bağlar. İlahi görevlendirmeyle Rab’bin ışığında yürümemiz için bize ilham verir, tanıklık eder, öğretir ve hatırlatır. Hayatımızda O’nun etkisini fark etmeyi öğrenmek ve karşılık vermek için kutsal bir sorumluluğumuz vardır.

Rab’bin şu sözünü hatırlayın: “Senin zihnini aydınlatacak, ruhunu sevinçle dolduracak Ruhum’dan sana pay vereceğim.”4 Bu teminatı seviyorum. Ruhlarımızı dolduran sevinç beraberinde günlük hayatın aksine sonsuz bir bakış açısı getirir. Bu sevinç, zorluk veya ızdırabın ortasında huzur olarak gelir. Rahatlık ve cesaret sağlar, sevindirici haberin hakikatlerini açıklar ve Rab’be ve Tanrı’nın tüm çocuklarına olan sevgimizi arttırır. Böyle nimetlere duyulan ihtiyaç o kadar büyük olmasına rağmen, birçok açıdan dünya bunları unutmuş ve terk etmiştir.

Her hafta Rab’bin kutsal sofrasından yiyip içerken, Rab İsa Mesih’i ve O’nun kefaret amacıyla kurban oluşunu “her zaman hatırlayacağımıza” dair antlaşma yaparız. Bu kutsal antlaşmayı yerine getirince, bize “O’nun Ruhu her zaman [yanımızda] bulunsun” sözü verilir.5

Bunu nasıl yaparız?

İlk olarak, Ruh’a layık yaşamak için gayret ederiz.

Kutsal Ruh, “Tanrıları Rab’bi her gün hatırlamaya özen [gösterenlere]” eşlik eder.6 “Rab’bin Ruhu kutsal olmayan tapınaklarda barınmadığı”8 için Rab’bin önerdiği gibi, “bu dünya ile ilgili şeyleri bir kenara [koyup], daha iyi bir dünyaya ait şeylerin peşinden [koşmalıyız].”7 Her zaman Tanrı’nın yasalarına uymaya çalışmalı, kutsal yazıları incelemeli, dua etmeli, tapınağa gitmeli ve iman maddelerinin on üçüncüsü olan, “dürüst olmaya, doğru olmaya, iffetli olmaya, hayırsever olmaya, erdemli olmaya ve .... herkese iyilik yapmaya inanıyoruz” maddesine sadık yaşamalıyız.

İkincisi, Ruh’u almak için istekli olmalıyız.

Rab şöyle söz verdi, “Üzerine gelip yüreğinde barınacak olan Kutsal Ruh’un aracılığıyla, sana aklında ve yüreğinde konuşacağım.”9 Bunu, New Jersey- Scotch Plains’de genç bir görevliyken anlamaya başladım. Sıcak bir temmuz sabahı yoldaşım ve ben Tapınak Meydanı’ndan gelen bir referansı arayıp bulmak için yönlendirildik. Elwood Schaffer’in evinin kapısını çaldık. Bayan Schaffer kibarca bizi geri çevirdi.

Kapıyı kapatmaya başladığı sırada, daha önce hiç yapmadığım ve o günden bugüne dek hiç yapmadığım bir şeyi yapmam gerektiğini hissettim! Ayağımı kapıya sıkıştırdım ve “Mesajımızla ilgilenebilecek başka bir kimse var mı?” diye sordum. 16 yaşındaki kızı Marti’nin ilgisi vardı ve bir gün önce de rehberlik için tutkulu bir şekilde dua etmişti. Marti bizimle görüştü ve zamanla annesi de görüşmelere katıldı. Her ikisi de Kilise’ye katıldı.

Bir görevli olarak Yaşlı Rasband

Marti’nin vaftizinden sonra, birçoğu kendi ailelerinden olmak üzere 136 kişi vaftiz oldu ve sevindirici haber antlaşmalarını yaptı. O sıcak Temmuz gününde, Ruh’u dinlediğim ve ayağımı kapıya sıkıştırdığım için ne kadar minnettarım. Marti ve onun birkaç sevgili aile üyesi bugün buradalar.

Üçüncüsü, Ruh geldiğinde onun farkına varmalıyız.

Benim deneyimim, Ruh’un çoğu zaman bir his şeklinde iletişim kurması olmuştur. Bunu, size tanıdık gelen, harekete geçmenizi hissettiren kelimelerle hissedersiniz. Rab’bin onlar için dua edişini dinlerken Nefililer’in tepkisini düşünün: “Ve kalabalık duyup tanıklık etti; ve yürekleri açıldı ve onun dua ederken söylediği sözleri yüreklerinde anladılar.”10 Yüreklerinde O’nun duasının sözlerini hissettiler. Kutsal Ruh’un sesi, sakin ve yumuşaktır.

Eski Antlaşma’da İlya, Baal’ın rahipleri ile boy ölçüşüyordu. Rahipler, Baal’ın “sesinin” gök gürlemesi şeklinde inmesini ve kurbanlarını ateşle yakmasını beklediler. Ancak hiçbir ses yoktu ve hiçbir ateş yoktu. .11

İlya daha sonra dua etti. “Rab’bin önünde çok güçlü bir rüzgar dağları yarıp kayaları parçaladı. Ancak Rab rüzgarın içinde değildi. Rüzgarın ardından bir deprem oldu, Rab depremin içinde de değildi.

“Depremden sonra bir ateş çıktı, ancak Rab ateşin içinde de değildi. Ateşten sonra ince, yumuşak bir ses duyuldu.”12

O sesi biliyor musunuz?

Başkan Monson şöyle öğretti, “Hayat yolculuğuna devam ederken, Ruh’un dilini öğrenelim.” 13 Ruh, hissettiğimiz sözleri konuşur. Bu hisler, hareket etmek, bir şeyler yapmak, bir şeyler söylemek, bir şekilde cevap vermek için nazikçe bir dürtüdür. Eğer ibadetlerimizde dikkatsiz ve ilgisizsek, dünyevi uğraşlar tarafından çekilmiş ve duyarsızlaşmışsak, kendimizi hissetme kabiliyetimiz azalmış halde buluruz. Nefi, Laman ve Lamuel’e şöyle dedi, “Onun sesini zaman zaman duydunuz; ve sizinle sakin yumuşak bir sesle konuştu; ne var ki siz hislerinizi kaybettiğiniz için onun sözlerini hissedemediniz.”14

Geçen haziran ayında, Güney Amerika’da bir görevdeydim. Kolombiya, Peru ve Ekvator’a ziyareti içeren 10 günlük sıkı bir programımız vardı. Ekvator’da bulunan Portoviejo ve Manta şehirlerinde, yüzlerce kişiyi öldüren, on binlerce kişiyi yaralayan, evlere ve topluma zarar verip yok eden çok büyük bir deprem olmuştu. Programımıza, bu şehirlerde yaşayan üyelere ziyareti eklememiz gerektiğini hissettim. Zarar görmüş yollar yüzünden oraya ulaşabileceğimizden emin değildik. Aslında bize oraya ulaşamayacağımız söylenmişti, fakat hissettiğim telkin beni bırakmıyordu. Sonuç olarak bereketlendik ve her iki şehri de ziyaret edebildik.

Acil bir duyuru sonrasında, apar topar organize edilen toplantılara, yalnızca birkaç yerel rahiplik liderinin katılmasını bekliyordum. Fakat vardığımız her çadır kazığı merkezinde, ibadet salonlarını tamamen, arka sıralar dahil, sahneye kadar dolu bulduk. Katılanlardan bazıları, başkalarını ibadet etmeleri için kendilerine katılmaya ve hayatlarında Ruh’u hissetmeye teşvik eden bu bölgenin güçlü üyeleriydi, Kilise’nin sadık öncüleriydi. Ön sıralarda oturanlar, depremde sevdiklerini ve komşularını kaybeden üyelerdi. Katılan herkese bir havari kutsaması vermek için teşvik edildiğimi hissettim ki bu benim verdiğim ilk havari kutsamalarımdan biriydi. O odanın ön tarafında ayakta duruyor olmama rağmen, sanki ellerim onların başlarının her birinin üzerindeymiş gibiydi ve Rab’bin sözlerinin döküldüğünü hissettim.

Yaşlı Rasband ve Kızkardeş Rasband Güney Amerikada

Bu orada bitmedi. Tıpkı İsa Mesih’in, Amerika kıtasındaki insanlara yaptığı ziyarette olduğu gibi onlara konuşma yapmaya teşvik edildiğimi hissettim. “Küçük çocuklarını … aldı, onları kutsadı ve Baba’ya onlar için dua etti.”15 Ekvator’daydık, Babamız’ın işini yapıyorduk ve bu insanlar O’nun çocuklarıydı.

Dördüncüsü, ilk telkin üzerine hareket etmeliyiz.

“Nefi’nin sözlerini hatırlayın “Ruh tarafından yönlendiriliyordum; ne yapacağımı henüz bilmiyordum. Buna rağmen ilerledim. ”dedi.”16

Ve biz de öyle yapmalıyız. İlk telkinlerimize güvenmeliyiz. Bazen mantıkla düşünürüz; acaba ruhsal bir etki mi hissediyoruz yoksa sadece kendi düşüncelerimiz mi diye merak ederiz. Hislerimizi ikinci kez ve hatta üçüncü kez sorgulamaya başlayınca -ki bunu hepimiz yaparız-Ruh’un gitmesine izin verir, ilahi rehberliği sorgulamış oluruz. Peygamber Joseph Smith şöyle öğretmiştir: Eğer ilk telkinleri dinlerseniz, onda dokuzunu hatasız yapacaksınız.17

Şimdi şuna dikkat edin: Kutsal Ruh’a yanıt verdiğiniz için havai fişekler beklemeyin. Unutmayın, siz sakin, yumuşak sesin işini yapıyorsunuz.

New York’ta bir görev başkanı olarak görev yaparken, bazı görevlilerimizle Bronx’taki bir restorandaydım. Genç bir aile geldi ve yanımıza oturdu. Sevindirici haberi kabul etmeye çok hazır gibi duruyorlardı. Görevlilerimizi benimle görüşmeye devam ederlerken izledim ve sonra fark ettim ki aile yemeklerini bitirmiş ve kapıdan sessizce çıkıp gitmişlerdi. Sonra şöyle dedim: “Yaşlılar, bugün burada bir ders öğrendik. Bu restorana güzel bir ailenin girdiğini gördünüz. Ne yapmalıydık?”

Yaşlılardan biri açıkça konuştu: “Kalkmayı ve gidip onlarla konuşmayı düşündüm. Dürtüyü hissettim, ancak karşılık vermedim.”

“Yaşlılar,” dedim, “daima ilk telkinimiz üzerine harekete geçmeliyiz. Hissettiğiniz bu dürtü, Kutsal Ruh’tu!”

İlk telkinler, cennetten gelen pak ilhamlardır. Bunlar bize onay verdikleri veya tanıklık ettikleri zaman, onların ne olduklarının farkına varmalıyız ve asla dikkatimizden kaçırmamalıyız. Sık sık, bize ihtiyacı olan birisine, özellikle de aile ve arkadaşlarımıza ulaşmamız için ilham kaynağı olan Ruh’tur. “[Bu nedenle] ... fısıltı gibi geçip giden, her şeyi delip geçen [sakin yumuşak ses]”18 sevindirici haberi öğretmek için, İade Ediliş’in ve İsa Mesih’in tanıklığını paylaşmak için, destek vermek ve ilgilenmek için ve Tanrı’nın değerli çocuklarından birini kurtarmak için bizi fırsatlara yönlendirir.

Bunu ilk müdahale ekibi olarak adlandırdığımızı düşünün. Çoğu toplumlarda trajedi, felaket veya afete ilk müdahale edenler itfaiyeciler, polis memurları, sağlık görevlileridir. Onlar yanıp sönen ışıklarla gelirler ve eklemeliyim ki onlar için çok minnettarız. Rab’bin tarzı daha az bellidir ama tıpkı bunlar gibi hemen bir müdahale gerektirir. Rab, bütün çocuklarının ihtiyaçlarını bilir; O, kimin yardım etmeye hazır olduğunu bilir. Eğer sabah dualarımızda Rab’be hazır olduğumuzu bildirirsek, O, bizi karşılık vermemiz için çağıracaktır. Eğer karşılık verirsek, O bizi zaman zaman tekrar çağıracaktır ve Başkan Monson’ın dediği gibi kendimizi “Rab’bin görevinde” bulacağız.19 Yücelerden yardım getiren ruhsal ilk müdahale ekipleri olacağız.

Eğer bize gelen telkinlere dikkat edersek, vahiy ruhu içinde gelişeceğiz ve gitgide daha fazla Ruh’a dayalı anlayış ve yönlendirme alacağız. Rab şöyle söylemiştir, “İyilik yapmaya yönelten o Ruh’a … güven.”20

Umut ediyorum ki, Rab’bin “sevinin, çünkü yol boyunca size rehberlik edeceğim” çağrısını ciddiye alabiliriz.21 O, bizi Kutsal Ruh aracılığıyla yönlendirir. Umut ediyorum ki, Tanrı’dan geldiğini bilip ilk telkinlerimiz üzerine çabucak hareket ederek Ruh’a yakın yaşayabiliriz. Kutsal Ruh’un bize rehberlik etme, bizi koruma ve her zaman bizimle birlikte olma gücüne tanıklık ediyorum, İsa Mesih’in adıyla, amin.