Birinci Başkanlık Mesajı, Şubat 2013
Çekingen Görevliler İçin Bir Öğüt
İsa Mesih’in öğrencileri her zaman O’nun sevindirici haberini bütün dünyaya iletme sorumluluğu altında olmuştur (bkz. Markos 16:15–16). Bununla beraber bazen ağzımızı açıp etrafımızdakilere inancımız hakkında konuşmak zor gelir. Bazı Kilise üyeleri, başkalarına inançları hakkında konuşma konusunda doğal bir yeteneğe sahipken, diğerleri ise bunu yaparken biraz çekingen davranabilirler ya da kendilerini garip, utangaç ve hatta korkmuş hissedebilirler.
Bundan dolayı, herkesin Kurtarıcı’nın sevindirici haberi “bütün yaratılışa” (Ö&A 58:64) vaaz etmesi için verdiği görevi yerine getirebileceği şu dört şeyi önermek istiyorum.
Bir Işık Olun
Çoğu zaman Assisli Francesko’ya atfedilen çok sevdiğim bir söyleyiş şöyle der, “Sevindirici haberi her zaman vaaz edin ve gerektiği zaman sözcükler kullanın.”1 Burada söylenmek istenilen şey en güçlü vaazların konuşulmadan verilmiş olduğunu anlamaktır.
Dürüst olduğumuzda ve yaşamımızda bu standartların sürekliliğini sağladığımızda insanlar bunu fark edeceklerdir. Biz neşe ve mutluluk yaydığımızda ise insanlar bunu daha da çok fark edeceklerdir.
Herkes mutlu olmak ister. Biz Kilise üyeleri sevindirici haberin ışığını yaydığımızda insanlar bizim mutluluğumuzu görebilirler ve hayatımızı doldurup taşan Tanrı sevgisini hissedebilirler. Sebebini öğrenmek isterler. Sırrımızı, bunu nasıl başardığımızı öğrenmek isterler.
Bu onları “Neden bu kadar mutlusun?” ya da “Her zaman neden bu kadar çok pozitif bir insansın?” gibi sorular sormaya yönlendirir. Elbette bu soruların cevapları, İsa Mesih’in iade edilmiş sevindirici haberi hakkında konuşmak için mükemmel bir ortam sağlar.
Güzel Konuşun
Özellikle arkadaşlarımız ve sevdiklerimize karşı din konusunu açmak göz korkutucu ve zor olabilir. Öyle olmak zorunda değildir. Günlük konuşmalarda ruhsal tecrübelerden ya da Kilise aktivitelerinden veya olaylarından bahsetmek, eğer birazcık cesaret ve sağduyu gösterirsek kolay ve zevkli olabilir.
Eşim Harriet bunun için mükemmel bir örnektir. Biz Almanya’da yaşarken, o arkadaşları ve tanıdıkları ile olan sohbetlerinde her zaman Kilise bağlantılı konulara girmenin bir yolunu bulurdu. Örneğin birisi ona hafta sonu ne yaptığımızı sorduğunda o şöyle derdi: “Bu Pazar kilisemizde çok etkileyici bir şey yaşadık! 16 yaşındaki bir genç, 200 kişiden oluşan cemaatimizin önünde temiz bir hayat hakkında çok güzel bir konuşma yaptı.” Ya da, “90 yaşında bir kadının 500’den fazla battaniye dokuduğunu ve bunları dünyanın dört bir tarafında ihtiyacı olanlara dağıtılmak üzere Kilise’nin insani yardım programına verdiğini duydum” derdi.
Bunu duyanlar genellikle daha fazla bilgi edinmek istediler. Sorular sordular. Ve bu tecrübeler sevindirici haber hakkında doğal, güvenli ve ısrarcı olmayan bir şekilde konuşma fırsatlarının ortaya çıkmasına sebep oldu.
İnternetin ve sosyal medyanın icat edilmesiyle de günümüzde bu konular hakkında konuşmak eskiye nazaran daha kolaydır. İhtiyacımız olan şey tek kelimeyle bunu yapacak cesarete sahip olmaktır.
Lütufla dolu olun
Ne yazık ki aksi bir kişi olmak çok kolaydır. Tartıştığımız, eleştirdiğimiz ve kınadığımız durumlar çok sık olur. İnsanlara karşı sinirli, kaba ve kırıcı olduğumuzda, onların yapmak istedikleri en son şey bizim hakkımızda daha çok şey öğrenmektir. Kendilerine incitici sözler söylenildiği veya gücendirildikleri için Kilise’den ayrılan ya da hiç Kiliseye katılmayan kişilerin sayısını bilmek imkansızdır.
Bugün dünyada çok kaba davranan insanlar vardır. İnternette kimin yazdığı bilinmeden pek çok şey yazılabildiği için, zararlı veya çirkin şeyleri online olarak yayınlamak her zamankinden daha kolaydır. Kibar Mesih’imizin umut dolu öğrencileri olarak daha yüksek, daha hayırsever standartlarımız olması gerekmez mi? Kutsal yazılar şöyle öğretiyor ki, “Sözünüz tuzla terbiye edilmiş gibi her zaman lütufla dolu olsun. Böylece herkese nasıl karşılık vermek gerektiğini bileceksiniz” (Koloseliler 4:6).
Sözlerimizin güneşli açık bir hava gibi berrak ve lütuf dolu olması fikri hoşuma gidiyor. Bu temel prensibi hayata geçirebilseydik, ailelerimizin, mahallelerimizin, uluslarımızın ve hatta dünyanın nasıl olacağını hayal edebiliyor musunuz?
İmanla Dolu Olun
Başkalarının sevindirici haberi kabul etmesi söz konusu olduğunda bazen kendimize fazla pay biçeriz ya da kendimizi fazla suçlarız. Şunu hatırlamak önemlidir ki, Rab bizim insanları doğru inanca döndürmemizi beklemez.
Doğru inancı bulma bizim sözlerimizin aracılığı ile değil, Kutsal Ruh’un ilahi hizmetinin aracılığı ile olur. Bazen bütün gereken, tanıklığımızdaki basit küçük bir cümlecik ya da bir kalbi yumuşatmaya sebep olacak bir deneyim veya açılan bir kapıyla başkalarının, Ruh’un teşvikiyle yüce gerçekleri tecrübe etmesidir.
Başkan Brigham Young (1801–1877) “etkili konuşma gücü ya da halka hitap etme yeteneği olmayan, sadece ‘Kutsal Ruh’un gücüyle Mormon Kitabı’nın doğru olduğunu, Joseph Smith’in Rab’bin bir Peygamberi olduğunu biliyorum’” sözlerini söyleyebilen bir adamı gördüğünde sevindirici haberin doğru olduğunu bildiğini söyledi. Başkan Young bu alçakgönüllü tanıklığı duyduğunda dedi ki, “Bu kişiden gelen Kutsal Ruh benim anlayışımı açtı; ışık, yücelik ve ölümsüzlük gözlerimin önüne serildi.”2
Kardeşlerim, inançlı olun. Rab söylediğiniz sözleri büyütebilir ve onları güçlü yapabilir. Tanrı sizden insanları doğru inanca döndürmekten ziyade ağzınızı açmanızı istiyor. Doğru inanca döndürmek sizin göreviniz değildir—bu görev sözü duyan kişi ile Kutsal Ruh’a aittir.
Her Bir Üye Görevli
Sevgili arkadaşlarım, ağzımızı açıp İsa Mesih’in sevinç dolu haberini başkaları ile paylaşmak için her zamankinden çok daha fazla yollar bulunmaktadır. Herkes için -hatta çekingen görevliler için bile- bu büyük işe katılmanın bir yolu vardır. Her birimiz kendi özel yeteneklerimizi ve ilgi alanlarımızı kullanarak, bu büyük işi desteklemek ve bütün dünyayı ışık ve gerçekle doldurmak için bir yol bulabiliriz. Bunu yaptığımızda, “Her zaman Tanrı’nın şahidi olarak durmak” (Mosiya 18:9) için yeterince imanlı ve cesaretli olabilen kişilere gelen sevinci bulacağız.
Telif Hakkı © 2013 Intellectual Reserve, Inc. Her hakkı saklıdır. Almanya’da basılmıştır. English approval: 6/12. Tercüme onayı: 6/12. First Presidency Message, February 2013 sayısının tercümesidir. Turkish. 10662 186