Alan Liderlik Mesajı
“Mesih’in düşüncesini” bulmak için gündelik kültürü geride bırakmak
Günlerce süren mucizelere ve özel öğretilere rağmen, İsa öğrencilerinin tartıştığını görür. Kısa bir süre önce, Petrus, Yakup ve Yuhanna, İsa’nın yüksek bir dağda, önlerinde başkalaşım gösterirken birlikte Musa ve İlya’yı gördükleri dağda O’na katılma davetini kabul ederler. İsa ve bu seçilmiş öğrenciler, dağdan kaosa doğru inerler ve diğer öğrencilerin, endişeli bir babanın tükenmek üzere olan oğlunu iyileştirme talebini yerine getiremediklerini keşfederler. İsa, babaya güvence verdikten sonra küçük çocuğu iyileştirir ve daha sonra özel olarak öğrencilerine, eğer kendilerini tamamen “dua ve oruca” adarlarsa aynı şeyi yapabileceklerine dair güvence verir1.
Bütün bunlardan sonra birlikte Celile yolculuğundan sonra Kefernahum’a varan İsa, öğrencilerine şunu sorar: “Yolda neyi tartışıyordunuz?”2 Muhteşem İnsanoğlu’yla konuşmak için küçük çekişmelerden sıyrılan suskun öğrenciler, yol kenarındaki tartışma konularını, yani “kimin en büyük olduğunu”3 fısıldamaya bile cesaret edemezler.
İsa’nın yanında olmalarına rağmen, bu öğrenciler O’nun düşüncelerini yaşamayı veya eylemlerini yansıtmayı başaramazlar. İsa azarlamadan sakince oturur, Onikiler’i yanına çağırır ve onlara şöyle der: “Birinci olmak isteyen en sonuncu olsun, herkesin hizmetkârı olsun”4. Yolda, “en büyük” olarak nitelendirilen şeyin ne olduğu açık görünüyordu ya da en azından İsa’nın takipçisi sadık öğrencilerini, Yusuf’un kardeşlerini, Laman ve Lemuel’i ve kutsal metinlerde ve günlük hayatta diğer pek çok kişiyi etkileyen aynı yönetme hakkı tartışmasına çekecek kadar açık görünüyordu5. Fakat İsa ışığını onların çekişmesine odakladıkça, şartlar değişir. Önemli görünen şey artık önemli değildir ve görünmez olan şey aniden parlar.
Korintlilere konuşan Pavlus bunu doğrular: “İmanınız insan bilgeliğine değil, Tanrı gücüne dayansın”6. İsa Mesih’in İade Edilen Sevindirici Haberi’nin taraftarları olarak, sorunun “dünyanın” kendisi olmadığını anlarız. Son Zaman Azizleri, “ister bilimsel bir laboratuvarda öğrenilmiş ister O’ndan doğrudan vahiy yoluyla alınmış olsun, Tanrı’nın çocuklarına aktardığı tüm hakikati”7 kucaklarlar. 13. İman Maddesi ve Pavlus’un öğüdü uyarınca, hem “her şeye” iman ederiz hem de ümit ederiz.
Bununla birlikte, İsa’nın öğrencileriyle olan etkileşimi, O’nun bize yeni varoluş biçimlerini, yeni bir kültürü öğretmesine izin vermek için kendimizi doğal varsayımlardan ayırmamız gerektiğini gösterir. Pavlus şöyle açıklar: “Doğal kişi, Tanrı’nın Ruhu’yla ilgili gerçekleri kabul etmez. Çünkü bunlar ona saçma gelir, ruhça değerlendirildikleri için bunları anlayamaz. … Rab’bin düşüncesini kim bildi ki, O’na öğüt verebilsin? Oysa biz Mesih’in düşüncesine sahibiz”8.
Her kuşakta, bize zihinlerimizi gündelik hayattan nasıl ayıracağımızı ve “Mesih’in düşüncesine nasıl sahip olacağımızı” öğretecek ve rehberlik edecek yaşayan peygamberlerimiz vardır. Bugün yaşayan peygamberimiz Başkan Russell M. Nelson tam olarak bunu yapıyor. Onu dinleyen ve öğüdünü uygulayanlar, barış sağlarken9, ruhsal ivmeyi korurken10, Rab için zaman ayırırken11, tapınağa giderken12, hayatlarında Tanrı’nın galip gelmesini sağlarken13, O’nu dinlerken14, tövbe ederken15, vahiy arayıp alırken16 ve “göksel düşünürken” (aslında “ruhsal düşünceye sahip olmak anlamına gelir”)17 sınırlayıcı tutumlardan kurtulduklarını ve Mesih’in düşünce tarzını geliştirdiklerini göreceklerdir. İsa Mesih’i tanıyıp severek, başkalarının ihtiyaçlarını önemseyerek, herkesi İsa Mesih’in sevindirici haberini almaya davet ederek ve Tanrı’nın tüm çocuklarını sonsuzluk için birleştirme işini yaparak kurtuluş ve yücelme işine giriştiğimizde, benliğimizde ve zihnimizde yenilik buluruz.