1 Ve Hanok’un bütün günleri dört yüz otuz yıldı.

2 Ve öyle oldu ki Rab’bin Hanok’la yaptığı antlaşmalar yerine gelsin diye Hanok’un oğlu Metuşelah Tanrı’nın bağrına alınmamıştı; çünkü O gerçekten Nuh’un onun soyunun meyvesinden olması için Hanok ile antlaşma yaptı.

3 Ve öyle oldu ki Metuşelah yeryüzünün tüm krallıklarının (Nuh’un aracılığıyla) kendi soyundan geleceğine dair peygamberlikte bulundu ve yüceliği kendine mal etti.

4 Ve ülkede büyük bir kıtlık çıktı ve Rab dünyayı acı bir lanetle lanetledi; ve orada yaşayanların çoğu öldü.

5 Ve öyle oldu ki Metuşelah yüz seksen yedi yıl yaşadı ve Lamek’in babası oldu;

6 Ve Metuşelah, Lamek’in babası olduktan sonra yedi yüz seksen iki yıl yaşadı ve oğulları ve kızları oldu;

7 Ve Metuşelah’ın bütün günleri dokuz yüz altmış dokuz yıldı ve öldü.

8 Ve Lamek yüz seksen iki yıl yaşadı ve bir oğulun babası oldu;

9 Ve ona Nuh adını vererek şöyle dedi: Rab’bin lanetlediği bu toprak yüzünden harcadığımız emekleri ve ellerimizin çektiği zahmetleri bu oğul hafifletip bizi teselli edecektir.

10 Ve Lamek Nuh’un babası olduktan sonra beş yüz doksan beş yıl yaşadı ve oğulları ve kızları oldu;

11 Ve Lamek’in bütün günleri yedi yüz yetmiş yedi yıldı ve öldü.

12 Ve Nuh dört yüz elli yaşındaydı ve Yafet’in babası oldu; ve kırk iki yıl sonra Yafet’in annesinden Sam’ın babası oldu ve beş yüz yaşındayken Ham’ın babası oldu.

13 Ve Nuh ve oğulları Rab’be kulak verdiler ve dikkat ettiler; ve onlara Tanrı’nın oğulları denildi.

14 Ve bu insanlar yeryüzünde çoğalmaya başladıklarında ve onlara kızlar doğduğunda, insanların oğulları bu kızların güzel olduklarını gördüler ve kendilerine seçtikleri gibi karılar aldılar.

15 Ve Rab Nuh’a şöyle dedi: Oğullarının kızları kendilerini sattılar; çünkü işte, öfkem insanların oğullarına karşı alevlendi, çünkü benim sesime kulak vermek istemiyorlar.

16 Ve öyle oldu ki Nuh başlangıçta olduğu gibi peygamberlikte bulundu ve Tanrı ile ilgili konuları öğretti.

17 Ve Rab Nuh’a şöyle dedi: Ruhum her zaman insanla uğraşıp durmayacak; çünkü insan bütün canlıların öleceğini bilecektir; ancak onun günleri yüz yirmi yıl olacaktır; ve eğer insanlar tövbe etmezlerse, üzerlerine tufanları göndereceğim.

18 Ve o günlerde yeryüzünde devler vardı ve Nuh’un canını almak için onu bulmaya çalışıyorlardı; ama Rab Nuh’la beraberdi ve Rab’bin gücü onun üzerindeydi.

19 Ve Rab, Nuh’u kendi düzenine göre rahipliğe atadı ve ona ilerlemesini ve Sevindirici Haberi’ni, Hanok’a verildiği gibi, insanların çocuklarına ilan etmesini emretti.

20 Ve öyle oldu ki Nuh insanların çocuklarını tövbe etmeye çağırdı, ama onlar onun sözlerine kulak asmadılar;

21 Ve ayrıca, onu işittikten sonra, onun önüne çıkıp şöyle dediler: İşte, biz Tanrı’nın oğullarıyız; kendimize insanların kızlarından almadık mı? Ve biz yiyip içmiyor muyuz ve evlenip evlendirmiyor muyuz? Ve eşlerimiz bize çocuklar doğuruyor ve bunlar eskiden yaşayan adamlar gibi kudretli adamlar, çok şöhretli adamlardır. Ve onlar Nuh’un sözlerine kulak vermediler.

22 Ve Tanrı insanların kötülüklerinin yeryüzünde şiddetli hale geldiğini gördü; ve her insan kalbindeki düşüncelerin hayaliyle böbürleniyor, sürekli olarak sadece kötülük düşünüyordu.

23 Ve öyle oldu ki Nuh, halk için olan vaazına devam ederek şöyle dedi: Kulak verin ve sözlerime dikkat edin;

24 İnanın ve günahlarınızdan tövbe edin ve atalarımızın yaptığı gibi Tanrı’nın Oğlu, İsa Mesih’in adıyla vaftiz olun; ve siz Kutsal Ruh’u alacaksınız, böylece her şeyin size bildirilmesini sağlayabilirsiniz; ve eğer bunu yapmazsanız, tufanlar üzerinize gelecek; buna rağmen, ona kulak vermediler.

25 Ve Nuh pişman oldu ve Rab insanı yeryüzünde yarattığı için yüreği sızladı ve bu onu yürekten üzdü.

26 Ve Rab şöyle dedi: Yarattığım insanı, hem insanı hem hayvanı, sürünen şeyleri ve havadaki kuşları yeryüzünden silip atacağım; çünkü Nuh, onları yarattığım ve onları var ettiğim için pişman oldu; ve o bana yakardı; çünkü onlar onun canını almaya çalıştılar.

27 Ve böylece Nuh, Rab’bin gözünde lütuf buldu; çünkü Nuh doğru bir insandı ve kendi kuşağındakiler arasında mükemmel birisiydi; ve Tanrı ile beraber yürüyordu, üç oğlu Sam, Ham ve Yafet de öyle yapıyordu.

28 Yeryüzü Tanrı’nın gözünde bozulmuştu ve şiddetle dolmuştu.

29 Ve Tanrı yeryüzüne baktı ve işte, bozulmuştu, çünkü bütün canlılar yeryüzünde kendi yolunu bozmuştu.

30 Ve Tanrı Nuh’a şöyle dedi: Bütün canlıların sonu önüme geldi, çünkü dünya şiddetle doldu ve işte bütün insanları yeryüzünden silip yok edeceğim.