2010–2019
Torunlarıma
Ekim 2013


16:49

Torunlarıma

Zorluklarla mücadele etmemize yardım edecek ve mutlu bir aile yaşamı kurmaya yönlendirecek kapsayıcı bir buyruk vardır.

Bu yıl ilk iki torunumuz evlenecek. Birkaç yıl içinde onların kuzenlerinden 10 kadarı da hayatlarında yeni bir dönüm noktasına ulaşarak muhtemelen dünya evine girecekler ve kendi ailelerini kuracaklar.

Benden öğüt istediklerinde, bu mutlu beklenti derin derin düşünmeme sebep oldu. Aslında şunu sordular: “Beni mutluluğa yönlendirecek ne tür tercihler yapabilirim?” Ve öte yandan, “Beni muhtemelen mutsuzluğa yönlendirecek tercihler nedir?”

Cennetteki Baba her birimizi eşsiz yarattı. Aramızda tam olarak aynı tecrübelere sahip olan iki kişi yoktur. Birbirine benzeyen iki aile yoktur. Bu yüzden aile yaşamında mutluluğun nasıl seçileceğiyle ilgili öğüdü vermenin zor olması şaşırtıcı değildir. Yine de sevgi dolu bir Cennetteki Baba tüm çocukları için mutluluğa giden aynı yolu kurdu. Kişisel karakterlerimiz ya da tecrübelerimiz ne olursa olsun sadece bir mutluluk planı vardır. Bu plan Tanrı’nın tüm emirlerine uymaktır.

Evliliği düşünen torunlarım dahil olmak üzere her birimiz için zorluklarla mücadele etmemize yardım edecek ve mutlu bir aile yaşamı kurmaya yönlendirecek kapsayıcı bir buyruk vardır. Koşullar ne olursa olsun bu her ilişki için geçerlidir. Bu, kutsal yazıların genelinde ve günümüzdeki peygamberlerin öğretilerinde tekrarlanmıştır. Rab’bin, sevgi dolu mutlulukla sonsuza dek beraber yaşamak isteyen herkese öğüdünün Kutsal Kitap’taki ifadesi şöyledir:

“Onlardan biri, bir Kutsal Yasa uzmanı, İsa’yı denemek amacıyla O’na şunu sordu:

“Öğretmenim, Kutsal Yasa’da en önemli buyruk hangisidir?

“İsa ona şu karşılığı verdi: ‘Tanrın Rab’bi bütün yüreğinle, bütün canınla ve bütün aklınla seveceksin.’

“İşte ilk ve en önemli buyruk budur.

“İlkine benzeyen ikinci buyruk da şudur: ‘Komşunu kendin gibi seveceksin.’

“Kutsal Yasa’nın tümü ve peygamberlerin sözleri bu iki buyruğa dayanır.”1

Bu basit beyandan ailelerdeki mutluluğa yönlendiren tercihler hakkında öğrendiğim her şeyi özetlemek hiç de zor değil. Şu soruyla başlıyorum: “Beni Rab’bi bütün yüreğimle, bütün canımla ve bütün aklımla sevmeye ne tür tercihler yönlendirdi?” Benim için bunun yanıtı Rab’bin Kefareti sayesinde gelen bağışlanmanın sevincini hissetmemi sağlayan tercihlerdir.

Yıllar önce Albuquerque, New Mexico’da görevli yoldaşımla ders verdiğim genç bir adamı vaftiz ettim. Genç adamı suyun içine daldırdım ve yukarı çıkardım. Yaklaşık olarak benim boyumda olmalıydı ki direkt olarak kulağıma doğru konuştu. Yüzünden aşağı havuzun suyu ve gözyaşları akarken sevinçli bir sesle “Temizim, temizim” dedi.

Tanrı’nın bir Havarisinin söylediklerini anlatan birisinin gözlerinde o aynı sevinç gözyaşlarını gördüm. O havari, detaylı ve şefkatli bir görüşmeden sonra kadına şöyle demişti: “Rab’bin adıyla seni affediyorum. O sana Kendi belirleyeceği bir zamanda ve Kendi bildiği bir şekilde Kendi affının teminatını verecek.” Ve öyle yaptı da.

Rab’bin, günahlar affedildiğinde onları bir daha hatırlayamadığını neden söylediğini anlıyorum. Kefaretin gücüyle, çok iyi tanıdığım ve sevdiğim kişiler yenilendiler ve günahın etkileri silinip süpürüldü. Yüreğim Kurtarıcı ve O’nu göndermiş olan sevecen Baba’ya karşı sevgiyle doludur.

Bu büyük nimet, ilgilendiğim kişileri acılarını dindirmesi için Kurtarıcı’ya gitmelerine cesaretlendirerek geldi ki sadece O acıları dindirebilir. Bu nedenden dolayı ki sevdiklerime Kilise’de onlara sunulan her hizmet çağrısını kabul edip yüceltmelerini teşvik ederim. Bu tercih aile mutluluğu için önemli anahtarlardan biridir.

Yaşamın her evresindeki baskılar Kurtarıcı’ya hizmet etme çağrılarını reddetmek ya da ihmal etmek için bizi ayartabilir. Bu kendimizi, eşimizi ve ailelerimizi ruhsal tehlikeye atabilir. Bu çağrılardan bazıları önemsiz gözükebilir ama benim hayatım ve benim ailem bir hizmetli kuruluna ders verme çağrısını kabul etmemle iyi yönde değişti. O hizmetlilerin Kurtarıcı için olan sevgilerini ve Kurtarıcının da onlar için olan sevgisini hissettim.

Bir öğretmenler kuruluna danışmanlık yapmak üzere Kurtarıcı’nın hizmete çağırdığı eski bir çadır kazığı ve görev başkanının hayatında bunun olduğunu gördüm. Bir öğretmenler kurulunda bulunan ve geçirdiği bir kaza sonucu yaralanmış olan bir çocuğa yardım etmek için Rab tarafından çağrılan hem gözetmen hem de Alan Yetmişi olmuş başka bir kişiyi tanıyorum. O hizmetten gelen mucizeler benim hayatım dahil pek çok hayatı etkiledi ve onların Kurtarıcı’ya olan sevgilerini artırdı.

Başkalarına hizmet ederken büyük bir olasılıkla Kutsal Ruh’un yoldaşlığını dileyeceğiz. Rab’bin hizmetinde başarılı olmak her zaman kendi gücümüzün ötesindeki mucizeleri yaratır. Ciddi şekilde isyankar bir çocuğu olan anne baba bunun doğru olduğunu bilir ve ayrıca kocasının kendisini terk edeceğini duyduktan sonra teselli arayan bir kadın, ziyaretçi öğretmeniyle konuştuğunda o ziyaretçi öğretmen de bunu bilir. Bu hizmetkarlar Rab’bin, Kutsal Ruh’u bir yoldaş olarak göndermesini o sabah dua ederek istediklerinden dolayı minnettarlardır.

Sadece Kutsal Ruh’un yoldaşlığıyla anlaşmazlıktan uzak bir evlilikte eşit eşler olarak kenetlenmeyi umut edebiliriz. Bu yoldaşlığın evlilikteki mutluluk için ne kadar çok önemli olduğunu gördüm. Eşlerin bir olma mucizesi cennetin yardımını gerektirir ve zaman alır. Amacımız Cennetteki Baba ve Kurtarıcımız’ın huzurunda sonsuza dek beraber yaşamaktır.

Babam ve annem birbirlerinden çok farklılardı. Annem bir şarkıcı ve bir sanatkardı. Babam kimyayı severdi. Bir keresinde bir senfoni konserinde annem alkış başlamadan önce babamın kalkıp gitmeye koyulduğunu görünce şaşırmıştı. Annem ona nereye gittiğini sordu. Masum bir şekilde: “Bitti, değil mi?” diye yanıt verdi. Sadece Kutsal Ruh’un nazik etkisi en başta babamı konsere onunla gelmeye teşvik etmişti ve pek çok kez onu tekrar tekrar konserlere getirmişti.

Babamın araştırma yaparak ve kimya öğreterek ailemizi geçindirebilmesi için annem 16 yıl New Jersey’de yaşadı. Eski çiftlik evinde ona bakmış olan dul annesinden ve bekar kız kardeşinden ayrı kalmak annem için bir fedakarlıktı. Her ikisi de annem çok uzaklarda New Jersey’deyken öldüler. Annemin ağladığını gördüğüm tek anlar bunlardı.

Yıllar sonra babama Utah’tan bir iş teklifi geldi. Yine çok masum bir şekilde anneme, “Mildred, ne yapmamı önerirsin?” diye sordu.

Annem, “Henry, en iyi olduğunu düşündüğün şeyi yap” dedi.

Babam iş teklifini reddetti. Ertesi sabah annem babama, hala elimde olmasını dilediğim bir mektup yazdı. Annemin babama şöyle dediğini hatırlıyorum, “Mektubu burada açma. Ofisine git and orada aç.” Mektup bir sitemle başlıyordu. Babam anneme yıllar önce eğer mümkün olursa onu ailesinin yakınına götüreceğine dair söz vermişti. Babam onun kızgınlık ifadesine şaşırmıştı. Onun yüreğindeki bu arzuyu hatırlamamıştı. Hemen iş teklifini kabul ettiğine dair bir mesaj yolladı.

Babam, “Mildred, neden bana söylemedin?” dedi.

O da “Hatırlaman gerekirdi” dedi.

Babam her zaman Utah’a taşınma tercihini asla kendi mesleki kariyerinden bir fedakarlık olarak değil, kendi rızasıyla yaptığını söylerdi. Birbirlerine kenetlenmenin mucizesini görmüşlerdi. Babama Kutsal Ruh tarafından yıllar önce verdiği söz hatırlatılsaydı daha iyi olurdu. Ama annemin tercihinin kendi tercihi olması için Kutsal Ruh’un kendi yüreğini yumuşatmasına izin verdi.

Cennetteki Baba kusursuz bir önseziye sahiptir, her birimizi tanır ve geleceğimizi bilir. Başımızdan geçecek zorlukları bilir. Tüm sınanmalarımızda bize nasıl yardım edeceğini bilebilmesi amacıyla acı çekmesi için Oğlu’nu yolladı.

Cennetteki Baba’nın bu dünyada bazen günahı ve büyük mutsuzluğu tercih eden ruh çocukları olduğunu biliyoruz. Bu yüzden İlk Doğmuş çocuğunu bizim Fidye ile Kurtarıcımız olması için yolladı ki gelmiş geçmiş en büyük sevgi hareketi buydu. İşte bu yüzden bizi ebedi hayata hazırlamak için, Babamız’la yaşamak için, Tanrı’nın yardımının ve zamanın gerekeceğini tahmin etmeliyiz.

Aile içindeki yaşam bizi sınayacaktır. Bu, Tanrı’nın ölümlülük hediyesini bize vermekteki amaçlarından birisidir ki böylece testlerden geçerek bizi güçlendirebilir. Büyük sevinç ve bazen katlanma gücümüzü aşan büyük acılar ve zorluklar bulacağımız aile yaşamında bu özellikle doğrudur.

Başkan George Q. Cannon, Tanrı’nın yüz yüze geleceğimiz testlere karşı seni, beni ve çocuklarımızı nasıl hazırladığına dair şunu söylemiştir: “Tanrı’nın sevgisinin uzanmadığı hiçbir kimse yoktur. O’nun ilgilenmediği ve kucaklamadığı hiçbir kimse yoktur. O’nun kurtarmak istemediği ve kurtarmak için değişik yollar tasarlamadığı hiçbir kimse yoktur. Meleklerine her birimizle ilgili görevler vermiştir. Kendi gözlerimizde ya da başkalarının gözünde kendimizi önemsiz ve hor görülmüş olarak görebiliriz fakat doğrusu şudur ki biz Tanrı’nın çocuklarıyız ve öyle ki O meleklerini -güçlü ve kudretli görünmez varlıkları-bizimle ilgilenmeleri için yollamıştır ve onlar bize göz kulak olurlar ve bizi korurlar.”2

Başkan Cannon’un öğrettiği şey doğrudur. Bu güvenceye benim ihtiyacım olduğu gibi ve bağlı olduğum gibi sizin de ihtiyacınız vardır.

Sevdiğim birisinin Kefaretin gücünü kabul edip hissetmesi için inançla dua ettim. Melek gibi insanların onların yardımına gelmeleri için inançla dua ettim ve onlar geldiler.

Tanrı çocuklarının her birini kurtarmak için yollar tasarlamıştır. Çoğu kişi için bu, ne yaparlarsa yapsınlar onları seven bir erkek ya da kız kardeş ya da bir dede ve ninenin yanında olmayı içerir.

Yıllar önce bir arkadaşım babaannesinden bahsetti. Her zaman Rab’be ve Kilisesi’ne sadık doğru bir hayat yaşamıştı. Ancak torunlarından biri suç dolu bir hayatı tercih etti. En sonunda ona hapis cezası verildi. Arkadaşım babaannesinin hapishanedeki torununu ziyaret etmek için yolda giderken gözlerinden akan yaşlarla, “Güzel bir hayat yaşamaya çalıştım. Neden, neden hayatını mahvetmiş gibi görünen bir torunumun trajedisini yaşıyorum?” diye acılar içinde dua ettiğini söyledi.

Yanıt onun zihnine şu kelimelerle geldi: “Sana böyle bir torun verdim çünkü ne yaparsa yapsın onu sevebileceğini ve seveceğini biliyordum.”

Burada hepimiz için güzel bir ders var. Sevgi dolu anne babalar, dedeler nineler ve Tanrı’nın tüm hizmetkarlarının yolu çürüyen bir dünyada hiç de kolay olmayacaktır. Tanrı’nın çocuklarını mutluluk yolunu tercih etmeye zorlayamayız. Tanrı bize vermiş olduğu iradeden dolayı bunu yapamaz.

Cennetteki Baba ve O’nun Sevgili Oğlu, ne yapmayı seçerlerse seçsinler ya da ne olursa olsunlar Tanrı’nın tüm çocuklarını severler. Kurtarıcı ne kadar iğrenç olursa olsun tüm günahların bedelini ödedi. Adaletin olması gerekmesine rağmen, merhamet fırsatı adaleti soymayacak ölçüde genişletilmiştir.

Alma bu umudu oğlu Koriyanton’a şu sözlerle ifade etti: “Bu nedenle adalete göre, fidye ile kurtuluş planı ancak insanların bu sınanma durumunda, evet, bu hazırlık durumunda tövbe etmeleri koşuluyla yerine getirilebilirdi; zira bu koşullar olmasaydı, merhamet adaletin işlerini yok etmedikçe, etkisini gösteremeyecekti. Şimdi, adaletin işleri yok edilemezdi; eğer böyle olsaydı, Tanrı artık Tanrı olamazdı.”3

O halde torunlarıma ve ebedi aileler kurmaya çalışan herkese olan mesajım şudur ki imanlı olanlara sevinç garanti edilmiştir. Bu dünyadan önce sevgi dolu Cennetteki Baba ve O’nun Sevgili Oğlu kaybolacaklarını bildikleri kişileri sevdiler ve onlarla ilgilendiler. Tanrı onları daima sevecektir.

Onların ruhlar dünyasında aldıkları öğretiler sayesinde kurtuluş planını öğrendiklerini bildiğiniz için avantaja sahipsiniz. Pek çok kişiye izin verilmezken, onlar ve sizler dünyaya gelmenize izin verilecek kadar imanlıydınız.

Kutsal Ruh’un yardımıyla tüm hakikat size hatırlatılacaktır. Kimseye bunu zorlayamayız ama bunu kendi hayatımızda görmelerini sağlayabiliriz. Şu güvenceden her zaman cesaret alabiliriz ki hepimiz Cennetteki Babamız’ın sevgili ailesinin bir üyesi olarak beraber olmaktan gelen sevinci daha önce hissetmişizdir. Hepimiz Tanrı’nın yardımıyla bu umudu ve bu sevinci tekrar hissedebiliriz. Bunun hepimiz için böyle olmasını Rab İsa Mesih’in adıyla diliyorum, amin.