Gerçek Çobanlar
Ev öğretmenliği birçok duaya cevap verir ve insanların yaşamlarında gerçekleşebilecek dönüşümü görmemize izin verir.
Tanrı’nın rahipliğine sahip insanlar bu akşam Salt Lake City’deki Konferans Merkezi’nde ve dünyanın her yerinde bir araya geldi. Havari Petrus’un beyan ettiği gibi sizler gerçekten “Kral’ın rahiplerisiniz,” hatta “seçilmiş soysunuz.”1 Size hitap etmenin ayrıcalığı benim için bir şereftir.
Ben küçükken her yaz ailemle Salt Lake City’nin yaklaşık 70 km güneyindeki ve biraz doğusundaki Provo Kanyonu’na arabayla gider ve birkaç hafta ailemizin ahşap kulübesinde kalırdık. Biz erkek çocuklar derede balık tutmak veya yüzmek için can atardık ve babamı arabayı daha hızlı sürmesi için teşvik ederdik. O günlerde babamın sürdüğü otomobil 1928 model bir Oldsmobile’di. Babam saatte 55 km’den hızlı giderse annem “Yavaşla! Yavaşla!” derdi. Ben de, “Daha hızlı sür, baba! Daha hızlı sür!” derdim.
Babam Provo Kanyonu’na gelinceye kadar veya yolda bir viraja girinceye kadar yaklaşık 55 km hızla arabayı kullanırdı. Yolculuğumuz bazen bir koyun sürüsü tarafından durdurulurdu. Yüzlerce koyunun görünürde bir çoban olmadan ve birkaç köpek onlara havlarken önümüzden geçişini izlerdik. Koyunların epey gerisinde atının üstündeki çobanı görürdük. Atın bir dizgini olmazdı ama onun yerine bir yuları olurdu. Çoban arada sırada eyerinin üstünde yorgun bir şekilde uyuklardı çünkü at hangi yöne gitmesi gerektiğini bilirdi ve havlayan köpekler onun yerine koyunlara rehberlik ederlerdi.
Yıllar önce Almanya’nın Münih kentinde bunun tam tersi bir manzarayla karşılaştım. Bir pazar sabahıydı ve bir görevli konferansına gitmek üzere yola koyulmuştuk. Görev başkanının otomobilinden dışarıya baktığımda elinde değneği olan ve koyunlara önderlik eden bir çoban gördüm. Koyunlar onu nereye giderse gitsin takip ediyorlardı. Eğer sola doğru hareket ederse koyunlar da sola doğru hareket ederek onu takip ediyorlardı. Eğer sağa doğru hareket ederse, koyunlar da onu aynı yönde takip ediyorlardı. Koyunlarına önderlik eden gerçek çoban ile koyunlarının arkasında gelişigüzel biçimde ata binen çoban arasında karşılaştırma yaptım.
İsa, “Ben iyi çobanım. Benimkileri tanırım”2 demiştir. O bize gerçek bir çobanın nasıl olması gerektiğine dair mükemmel örneği sunar.
Kardeşlerim, Tanrı’nın rahipliğini taşıyan kişiler olarak bizim çobanlık etme sorumluluğumuz vardır. Rab hikmetiyle bize hizmet edebilmemiz, öğretebilmemiz ve tanıklık edebilmemiz için Kilise’deki ailelere çobanlık etmemizi sağlayan talimatlar sunmuştur. Bu sorumluluğa ev öğretmenliği denir ve size bu akşam bunun hakkında konuşmak istiyorum.
Kilise’deki her mahallenin gözetmeni, rahiplik sahiplerini üyelerin evlerini her ay ziyaret etmeleri için ev öğretmenleri olarak görevlendirilmesini gözetir. İkişer ikişer giderler. Mümkün olduğunda, Harun Rahipliği’ndeki bir rahip veya bir öğretmen olan bir genç adam, Melkizedek Rahipliği’ne sahip bir yetişkine eşlik eder. Sorumlu oldukları kişilerin evlerine gittiklerinde, Harun Rahipliğine sahip kişi verilen derse katılmalıdır. Böyle bir vazife bu genç adamları misyonlarının yanı sıra yaşam boyu sürecek bir rahiplik hizmetine hazırlanmalarına yardım edecektir.
Ev öğretmenliği programı rahipliğe atanmış kişilere, her üyeyi sesli olarak ve gizlilik içinde dua etmeye ve tüm aile görevlerini yerine getirmeye teşvik ederek onlara öğretme, açıklama, teşvik etme, vaftiz etme... ve her üyenin evini ziyaret etme vazifesini veren çağdaş bir vahiy sonucu oluşturulmuştur. Ayrıca onların her zaman Kilise üyelerine göz kulak olma ve onlarla beraber olup onları güçlendirme ve Kilise’de hiçbir kötülük olmadığından ve birbirlerine karşı sert davranmadıklarından ve yalan söylenilmediğinden, birisinin arkasından konuşulmadığından ve iftira edilmediğinden emin olma sorumlulukları da vardır.3
Başkan David O. McKay şöyle bir nasihatte bulunmuştur: “Ev öğretmenliği Babamız’ın çocuklarını geliştirmek, onlara ilham vermek, akıl vermek ve onları yönlendirmek için bizim en acil ve en ödüllendirici fırsatlarımızdan birisidir… [Bu] ilahi bir hizmet, ilahi bir çağrıdır. Ev Öğretmenleri olarak ruhu... her eve ve yüreğe taşımak bizim vazifemizdir. Bu işi sevmek ve elimizden gelenin en iyisini yapmak Tanrı’nın çocuklarının [asil ve] kendini adamış [bir öğretmenine] sonsuz huzur, sevinç ve memnuniyet verecektir.”4
Mormon Kitabı’nda Alma’nın “onların bütün rahiplerini ve öğretmenlerini kutsadığını; ve doğru olmayan insanların dışında hiç kimsenin kutsanmadığını;
“bu yüzden onların halklarını koruduğunu ve onları doğrulukla ilgili değerlerle beslediklerini”5 okuruz.
Ev öğretmenliği sorumluluklarımızı yerine getirirken, ders vermekte ve gerekli yardımı sunmakta yararlı olabilmek için her aile üyesinin yaşadığı zorlukları öğrenir ve anlarsak akıllı davranmış oluruz.
Ayrıca randevu önceden yapılırsa bir ev öğretmenliği ziyaretinin başarılı olma olasılığı daha fazladır. Bu noktayı izah etmek için yıllar önce yaşadığım bir deneyimi sizinle paylaşmama izin verin. O zamanlar Görevli İdari Komitesi Spencer W. Kimball, Gordon B. Hinckley ve Thomas S. Monson’dan oluşuyordu. Bir akşam Kardeş ve Kızkardeş Hinckley biz komite üyeleri ve eşlerimiz için evlerinde bir akşam yemeği verdiler. Güzel bir yemeği daha yeni bitirmiştik ki kapı çalındı. Başkan Hinckley kapıyı açtı ve ev öğretmenlerinden birini orada beklerken buldu. Ev öğretmeni şöyle dedi: “Gelmek için bir randevu yapmadığımı biliyorum ve yanımda yoldaşım yok ama bu akşam gelmem gerektiğini hissettim. Dostlarınızı ağırladığınızı bilmiyordum.”
Başkan Hinckley nazik bir şekilde ev öğretmenini içeri girmeye, oturmaya ve biz üç Havariye ve eşlerimize üyeler olarak vazifelerimiz hakkında ders vermeye davet etti. Hafif kaygılı bir şekilde, ev öğretmeni elinden gelenin en iyisini yaptı. Başkan Hinckley ona geldiği için teşekkür etti; ardından ev öğretmeni aceleyle ayrıldı.
Ev öğretmenliğini yerine getirmenin yanlış yoluna dair bir örnekten daha bahsedeceğim. Yıllar önce Birinci Başkanlık’ta bir danışman olan Başkan Marion G. Romney bir keresinde soğuk bir kış akşamında Romney ailesinin evine giden ev öğretmeninden bahsederdi. Bir gün ev öğretmeni geldiğinde şapkasını elinde tutuyordu ve içeride oturup mesajını paylaşması teklif edilince gergin biçimde kaçamak cevaplar verdi. Ayakta durmaya devam ederken şöyle söyledi: “Şey! Size doğrusunu söyleyeyim Kardeş Romney, dışarısı soğuk ve arabamın motoru durmasın diye arabayı çalışır halde bıraktım. Sırf gözetmenime ziyaretlerimi yaptığımı söyleyebilmek için uğradım.”6
Başkan Ezra Taft Benson rahiplik sahiplerinin bir toplantısında Başkan Romney’nin tecrübesini anlattıktan sonra şöyle söyledi: “Bundan daha iyisini yapabiliriz kardeşlerim, çok daha iyisini!”7 Ona katılıyorum.
Ev öğretmenliği ayda bir yapılan otomatik bir ziyaretten daha fazlasıdır. Bizim ders verme, ilham verme, motive etme ve aktif olmayan üyeleri ziyaret ettiğimizde onları tekrar aktif hale ve Tanrı’nın oğulları ve kızlarının nihai yücelişine getirme sorumluluğumuz vardır.
Çabalarımıza destek olması için ev öğretmenlerini kesinlikle ilgilendiren şu bilge öğüdü paylaşacağım. Bu öğüt Abraham Lincoln’dandır ve şöyle demiştir: “Bir insanı davanıza kazandırmak istiyorsanız önce onun samimi bir dostu olduğunuza dair onu ikna edin.”8 Başkan Ezra Taft Benson ısrarla şöyle tavsiye etmiştir: “Her şeyden önemlisi, ders verdiğiniz kişilerin ve ailelerin gerçek dostu olun. ... Bir dost her ay görev duygusuyla ziyaret etmekten daha fazlasını yapar. Bir dost takdir toplamaktan ziyade insanlara yardım etmekle ilgilenir. Bir dost özen gösterir. Bir dost sevgi [gösterir]. Bir dost dinler ve bir dost elini uzatır.”9
Ev öğretmenliği birçok duaya cevap verir ve insanların yaşamlarında gerçekleşebilecek dönüşümü görmemize izin verir.
1929 Ekonomik Bunalımı sırasında Sivil Muhafaza Teşkilatı ile Utah’a gelmiş Dick Hammer buna bir örnektir. Kendisi genç bir Son Zaman Azizi kadınla tanıştı ve evlendi. Utah eyaletinin St. George kentinde popüler bir buluşma yeri haline gelen Dick’s Café’yi açtı.
Bir dostum olan Willard Milne, Hammer ailesine ev öğretmeni olarak atandı. Kafesinin menülerini matbaada bastırmam sayesinde Dick Hammer’ı da tanıdığım için, St. George şehrini ziyaret ettiğimde dostum Kardeş Milne’a “Dostumuz Dick Hammer’ın ilerlemesi nasıl gidiyor?” diye sorardım.
Cevabı genellikle “İlerliyor ama yavaşça” şeklinde olurdu.
Willard Milne ve yoldaşı, Hammer ailesinin evini her ay ziyaret ettiklerinde her zaman bir sevindirici haber mesajını sunmayı ve Dick ve ailesiyle tanıklıklarını paylaşmayı başardılar.
Yıllar geçti; ardından bir gün Willard bana iyi bir haber vermek için telefon etti. “Kardeş Monson” diye başladı ve şöyle devam etti: “Dick Hammer değişti ve vaftiz olacak. O şimdi 90 yaşında; gençlik yıllarımızdan beri birbirimizin dostuyuz. Onun kararı beni çok mutlu etti. Uzun yıllardır onun ev öğretmeniydim.” Bana davet mesajını iletirken Willard’ın boğazı düğümlenmişti.
Kardeş Hammer gerçekten de vaftiz oldu ve bir yıl sonra o güzel St. George Tapınağı’na girdi ve orada ilahi armağanını ve mühürleme kutsamalarını aldı.
Willard’a şöyle sordum: “O kadar uzun zaman zarfında onun ev öğretmeni olarak hiç cesaretinin kırıldığı oldu mu?”
Şöyle yanıtladı: “Hayır, her çabaya değdi. Hammer ailesinin üyelerine gelen sevince tanık oldukça sevindirici haberin onların yaşamlarına getirdiği nimetler ve buna bir şekilde yardım etmiş olmanın ayrıcalığı için yüreğim minnetle dolmaktadır. Ben mutlu bir adamım.”
Kardeşlerim, daha az aktif olanların yanı sıra tamamıyla kendini adamış olanlar dahil olmak üzere yıllar boyunca birçok kişiyi ziyaret etmek ve onlara ders vermek bizim ayrıcalığımız olacaktır. Çağrımızda özen gösterirsek birçok insanın hayatını kutsama fırsatına sahip olacağız. Kendilerini Kilise etkinliğinden uzaklaştıranlara yapacağımız ziyaretler eninde sonunda onların dönüşünün kapılarını açacaktır.
Bu düşünceyi aklımızda tutarak sorumlu olduğumuz kişilere elimizi uzatalım ve Rab’bin sözüyle ziyafet çekmeleri ve O’nun Ruhu’nun yoldaşlığının tadını çıkarmaları ve “artık yabancı ve garip değil, azizlerle birlikte yurttaş ve Tanrı’nın ev halkı”10 olmaları için onları Rab’bin masasına getirelim.
Sizden biri ev öğretmenliği ziyaretleri konusunda ilgisiz hale gelmişse, kendinizi ev öğretmenliği vazifelerinizi yerine getirmeye tekrar adamanızın şimdi tam zamanı olduğunu söylemek isterim. Sorumluluğu size verilmiş kişilere elinizi uzatmak için gereken her çabayı göstermeye şimdi karar verin. Ayrıca ev öğretmenliği yoldaşınızın sizinle gelmeye vakit bulabilmesine yardım etmek için zaman zaman küçük bir ilave cesaretlendirme gerekli olabilir. Eğer ısrarlı olursanız başarılı olacaksınız.
Kardeşlerim, ev öğretmenliğindeki çabalarımız süreklidir. Rabbimiz ve Öğretmenimiz “yeter” diyene kadar iş asla sonlanmayacak. Aydınlatılacak hayatlar var. Dokunulacak yürekler var. Kurtarılacak canlar var. Bize emanet edilmiş o değerli canları aydınlatmanın, onlara dokunmanın ve onları kurtarmanın mukaddes ayrıcalığına sahibiz. Bunu sadık bir şekilde ve sevinç dolu yüreklerle yapmalıyız.
Konuşmamı bitirirken olmamız gereken ev öğretmenleri örneğini açıklamak için özel bir örnekten faydalanacağım. Hayatı diğer tüm hayatları gölgede bırakan bir Öğretmen var. O, hayat ve ölüm, vazife ve kader hakkında öğretti. Kendisine hizmet edilmesi için değil, hizmet etmek için, almak için değil, vermek için, Kendi yaşamını kurtarmak için değil ama başkalarına feda etmek için yaşadı. Şehvetten daha güzel olan bir sevgiyi, servetten daha zengin olan bir fakirliği öğretti. Bu Öğretmen’in din bilginleri gibi değil, yetkiyle öğrettiği söylenmiştir.11 O’nun yasaları taş levhalara değil, insanların yüreklerine yazıldı.
Başöğretmen, İsa Mesih, Tanrı’nın Oğlu, Kurtarıcı ve tüm insanlığın Fidye ile Kurtaranı’ndan bahsediyorum. Kutsal Kitap ile ilgili kayıtlar O’nun “her yanı dolaşarak iyilik yaptığını”12 söyler. Bizim şaşmaz rehberimiz ve rol modelimiz olan İsa Mesih sayesinde O’nun ev öğretmenliğimize sunacağı ilahi yardıma layık olacağız. Hayatlar bereketlenecektir. Yürekler teselli bulacaktır. Canlar kurtarılacaktır. Bizler gerçek bir çoban olacağız. Böyle olması için büyük Çoban İsa Mesih’in adıyla dua ediyorum, amin.