Genel Konferans
Mesih Kırık Olanı İyileştirir
Nisan 2022 genel konferansı


10:39

Mesih Kırık Olanı İyileştirir

O, Tanrı ile kırılmış ilişkileri, başkalarıyla kırılmış ilişkileri ve bizim kırılmış parçalarımızı iyileştirebilir.

Birkaç yıl önce, bir aile birlikteliğinde, o zamanlar sekiz yaşında olan yeğenim William, en büyük oğlumuz Briton’a onunla top oynamak isteyip istemediğini sordu. Briton coşkuyla cevap verdi, “Evet! İsterim!” Uzun bir süre oynadıktan sonra, Briton’ın kaçırdığı bir top yanlışlıkla büyükanne ve büyükbabasının antika saksılarından birini kırdı.

Briton kendini çok kötü hissetti. Kırık parçaları toplamaya başladığında, William kuzeninin yanına gitti ve sevgiyle onun sırtını okşadı. Sonra şöyle teselli etti, “Merak etme, Briton. Bir keresinde büyükannemle büyükbabamın evinde bir şey kırdım ve büyükannem elini omzuma koydu ve ‘Sorun yok William. sen sadece beş yaşındasın’ demişti.”

Briton ise şöyle cevap verdi, “Ama William, ben 23 yaşındayım!”

Kurtarıcımız İsa Mesih’in, yaşımız kaç olursa olsun, hayatımızdaki kırılmış şeylerde başarılı bir şekilde yön bulmamıza nasıl yardım edeceğine dair kutsal yazılardan çok şey öğrenebiliriz. O, Tanrı ile kırılmış ilişkileri, başkalarıyla kırılmış ilişkileri ve bizim kırılmış parçalarımızı iyileştirebilir.

Tanrı ile Kırılmış İlişkiler

Kurtarıcı tapınakta öğretirken, din bilginleri ve Ferisiler tarafından O’na bir kadın getirildi. Kadının hikayesinin tamamını bilmiyoruz, onun sadece “zina ederken yakalandığını” biliyoruz.1 Çoğu zaman, kutsal yazılar birisinin hayatının yalnızca küçük bir bölümünden bahseder ve bu bölüme dayanarak, bazen yüceltme veya suçlama eğilimi gösteririz. Hiç kimsenin hayatı, tek bir muhteşem an veya üzücü bir toplumsal hayal kırıklığı ile anlaşılamaz. Kutsal yazılardaki bu hikayelerin amacı, o dönemde de cevabın İsa Mesih olduğunu ve şimdi de cevabın O olduğunu görmemize yardımcı olmaktadır. O, yeteneklerimiz ve zayıf noktalarımız kadar, bizim hikayemizin tamamını ve tam olarak çektiğimiz acıları bilir.

Tanrı’nın bu değerli kızına Mesih’in cevabı şöyle oldu: “Ben de seni yargılamıyorum; git, artık bundan sonra günah işleme!”2 “Git, artık bundan sonra günah işleme” demenin başka bir yolu da “ilerle ve değiş” olabilir. Kurtarıcı onu, davranışlarını, ilişkilerini, kendisi hakkında nasıl hissettiğini, yüreğini değiştirmesi için tövbe etmeye davet ediyordu.

Mesih’in sayesinde, “ilerleme ve değişme” kararımız bizim “ilerlememize ve iyileşmemize” de izin verebilir, çünkü O, hayatlarımızda kırılan her şeyi iyileştirmenin kaynağıdır. Mesih, Büyük Aracı ve Baba’nın önünde savunucu olarak, kırık ilişkileri, en önemlisi de Tanrı ile olan ilişkimizi kutsal kılar ve onarır.

Joseph Smith Çevirisi, o kadının Kurtarıcı’nın öğüdünü takip ettiğini ve hayatını değiştirdiğini açıkça ortaya koymaktadır: “Ve kadın o saatten itibaren Tanrı’yı yüceltti ve O’nun adına iman etti.”3 Ne yazık ki o kadının adını veya o andan sonraki hayatıyla ilgili diğer ayrıntıları bilmiyoruz, çünkü onun tövbe etmesi ve değişmesi, büyük bir kararlılık, alçakgönüllülük ve İsa Mesih’e iman etmesini gerektiriyordu. Bildiğimiz şey, onun Rab’bin sonsuz ve ebedi kurban oluşunun kendisine erişemeyeceği bir noktada olmadığı anlayışıyla “O’nun adına inanan” bir kadın olduğudur.

Başkalarıyla Kırılmış İlişkiler

Luka 15. bölümde iki oğlu olan bir adamın benzetmesini okuruz. Küçük oğul babasından mirasını istedi, uzak bir ülkeye seyahat etti ve orada sefahat içinde bir hayat sürerek varını yoğunu çarçur etti.4

“Delikanlı her şeyini harcadıktan sonra, o ülkede şiddetli bir kıtlık baş gösterdi, o da yokluk çekmeye başladı.

“Bunun üzerine gidip o ülkenin vatandaşlarından birinin hizmetine girdi. Adam onu, domuz gütmek üzere otlaklarına yolladı.

“Delikanlı, domuzların yediği keçiboynuzlarıyla karnını doyurmaya can atıyordu. Ama hiç kimse ona bir şey vermedi.

“Aklı başına gelince şöyle dedi: `Babamın nice işçisinin fazlasıyla yiyeceği var, bense burada açlıktan ölüyorum.

“Kalkıp babamın yanına döneceğim, ona, Baba diyeceğim, Tanrı’ya ve sana karşı günah işledim.

“Ben artık senin oğlun olarak anılmaya layık değilim. Beni işçilerinden biri gibi kabul et.

“Böylece kalkıp babasının yanına döndü. Kendisi daha uzaktayken babası onu gördü, ona acıdı, koşup boynuna sarıldı ve onu öptü.”5

Ben, babanın oğluna koşması gerçeğinin önemli olduğuna inanıyorum. Oğlunun babasına verdiği kişisel acı kesinlikle derin ve ağırdı. Benzer şekilde, bu baba oğlunun davranışlarından dolayı gerçekten utanmış olabilirdi.

Peki, baba neden oğlunun özür dilemesini beklemedi? Bağışlama ve sevgi sunmadan önce, neden telafi ve barışma teklifi için beklemedi? Bu benim sık sık üzerinde derinlemesine düşündüğüm bir konudur.

Rab bize, başkalarını bağışlamanın evrensel bir emir olduğunu öğretir: “Ben Rab kimi istersem affedeceğim ama siz bütün insanları affetmek zorundasınız.”6 Bağışlama sunmak çok büyük bir cesaret ve alçakgönüllülük gerektirebilir. Ayrıca zaman alabilir. Bu, yüreklerimizin durumu için sorumluluk üstlenirken, imanımızı ve güvenimizi Rab’be bağlamamızı gerektirir. Hür irademizin önemi ve gücü burada yatmaktadır.

Kurtarıcı, kayıp oğul benzetmesindeki bu babanın tasviri ile, bağışlamanın, birbirimize ve özellikle de kendimize verebileceğimiz en asil armağanlardan birisi olduğunu vurgulamıştır. Bağışlama yoluyla yüreklerimizin yükünü hafifletmek her zaman kolay değildir, fakat İsa Mesih’in imkan sağlayan gücü sayesinde bu mümkündür.

Kendimizin Kırılmış Parçaları

Elçilerin İşleri 3. bölümde, doğuştan sakat olan ve “tapınağa girenlerden sadaka dilenmesi için her gün tapınağın Güzel denilen kapısına bırakılan” bir adam hakkında öğreniriz. 7

Sakat dilenci 40 yaşın üzerindeydi8 ve başkalarının cömertliğine muhtaç olduğu için tüm hayatını görünüşte hiç bitmeyen bir istek ve bekleyiş içinde geçirmişti.

Bir gün “tapınağa girmek üzere olan Petrus’la Yuhanna’yı [gördü ve] kendilerinden sadaka istedi.”

“Petrus’la Yuhanna ona dikkatle baktılar. Sonra Petrus, ‘Bize bak’ dedi.

“Adam, onlardan bir şey alacağını umarak gözlerini onların üzerine dikti.

“Petrus, ‘Bende altın ve gümüş yok, ama bende olanı sana veriyorum’ dedi. ‘Nasıralı İsa Mesih’in adıyla, yürü!’

“Sonra onu sağ elinden kavrayıp kaldırdı. Adamın ayakları ve bilekleri o anda sapasağlam oldu.

“Sıçrayıp ayağa kalktı, yürümeye başladı. Yürüyüp sıçrayarak, Tanrı’yı överek onlarla birlikte tapınağa girdi.”9

Çoğu zaman, tapınağın kapısındaki sakat dilenci gibi, sabırla, bazen de sabırsızlıkla kendimizi “Rab’bi beklerken” bulabiliriz.10 Fiziksel veya duygusal olarak iyileşmeyi beklerken. Yüreklerimizin en derinlerine işleyen cevapları beklerken. Bir mucize beklerken.

Rab’bi beklemek kutsal bir yer, Kurtarıcı’yı derinden kişisel bir şekilde tanıyabileceğimiz parlatılma ve arınma yeri olabilir. Rab’bi beklemek, aynı zamanda kendimizi, “Ey Tanrı, sen neredesin?”11 diye sorarken bulduğumuz bir yer olabilir; ruhsal direnişin, Mesih’i bilerek, tekrar tekrar seçerek O’na iman etmemizi gerektirdiği bir yer olabilir. Ben bu yeri biliyorum ve bu tür beklemeyi anlıyorum.

Bir kanser tedavi merkezinde sayısız saatler geçirdim, iyileşmek için can atan birçok kişiyle acılarımda birleştim. Bazıları yaşadı, bazıları öldü. Sıkıntılardan kurtulma yolunun her birimiz için farklı olduğunu derin bir şekilde öğrendim ve bu nedenle bizim odak noktamız, kurtarılma şeklimiz hakkında daha az ve Kurtarıcı’nın Kendisi hakkında daha fazla olmalıdır. Temel noktamız her zaman İsa Mesih’te olmalıdır!

Mesih’te inancımızı harekete geçirmek, yalnızca Tanrı’nın isteğine değil, aynı zamanda O’nun zamanlamasına da güvenmek anlamına gelir. Çünkü O, neye ihtiyacımız olduğunu ve tam olarak ne zaman ihtiyacımız olduğunu bilir. Rab’bin iradesine boyun eğdiğimizde, sonunda istediğimizden çok daha fazlasını alacağız.

Sevgili dostlarım, hepimizin hayatlarında kırılmış, onarılması, düzeltilmesi veya iyileştirilmesi gereken bir şeyler vardır. Kurtarıcı’ya döndüğümüzde, yüreklerimizi ve zihinlerimizi O’nunla aynı hizaya getirdiğimizde, tövbe ettiğimizde, O, “kanatlarında şifa ile”12 bize gelir, kollarını açarak sevgiyle bize sarılır ve “Sorun değil. Sen sadece 5 ya da 16, 23, 48, 64, 91 yaşındasın. Bunu birlikte düzeltebiliriz!” der.

Tanıklık ederim ki, hayatınızda İsa Mesih’in iyileştirici, fidye ile kurtarıcı ve etkinleştirici gücünün erişemeyeceği, kırılmış hiçbir şey yoktur. İyileştirme kudreti olan, İsa Mesih’in mukaddes ve kutsal adıyla, amin.