2010–2019
Bir Kutsal Emanet
2016 Nisan Genel Konferansı


3:56

Bir Kutsal Emanet

Rahiplik gücünün bu değerli hediyesi, beraberinde sadece ciddi sorumluluklar değil, aynı zamanda kendimiz ve başkaları için özel nimetler getirir.

Sevgili kardeşlerim, Ruh’un bu akşamki sözlerime rehberlik etmesi için dua ediyorum. Bizi birbirimize bağlayan ortak bir konu var. Bize Tanrı’nın rahipliğini taşıma ve O’nun adıyla hareket etme emaneti verilmiştir. Biz, kutsal emaneti alan kişileriz. Bizden çok şey bekleniyor.

Öğreti ve Antlaşmalar, 121. bölüm, 36. ayette şunu okuruz; “Rahiplik hakları, ayrılmaz bir şekilde cennetin güçleri ile bağlıdır.” Ne kadar harika bir hediye bize verilmiştir. Bizim sorumluluğumuz bu rahipliği korumak, muhafaza etmek ve Cennetteki Babamız’ın bizim için ve bizim aracılığımızla başkaları için sakladığı bütün muhteşem nimetlere layık olmaktır.

Nereye giderseniz gidin, rahipliğiniz sizinle birlikte gider. Kutsal yerlerde duruyor musunuz? Size ve bu rahipliğe layık olmayan yerlere girme riskini alarak veya aktivitelere katılarak, kendinizi ve rahipliğinizi tehlikeye atmadan önce sonuçlarını düşünmek için bir durun. Kim olduğunuzu ve Tanrı’nın sizden ne olmanızı beklediğini unutmayın. Siz gelecek vaat eden bir çocuksunuz. Siz kudretli bir adamsınız. Siz Tanrı’nın bir oğlusunuz.

Rahiplik gücünün bu değerli hediyesi, beraberinde sadece ciddi sorumluluklar değil, aynı zamanda kendimiz ve başkaları için özel nimetler getirir. Umuyorum ki kendimizi her nerede bulursak bulalım, her zaman rahipliğin gücünü talep etmek için layık oluruz; çünkü bunu yapmaya ne zaman ihtiyacımız ve şansımız olabileceğini asla bilemeyiz.

İkinci Dünya Savaşı sırasında, bir arkadaşım, uçağı okyanus üzerinde vurulup düşürüldüğü zaman Güney Pasifik’te görev yapıyordu. O ve diğer mürettebat üyeleri yanan uçaktan paraşütle atlamayı başardılar, cankurtaran sallarını şişirdiler ve üç gün boyunca bu sallara sarılı kaldılar.

Üçüncü gün, onlar kurtarma gemisi olduğunu bildikleri bir gemiyi gördüler. Bu gemi onların yanından geçip gitti. Ertesi sabah, bu gemi yine onların yanından geçip gitti. Mürettebat, bu kurtarma gemisinin bölgedeki son günü olabileceğini fark ederek umutsuzluğa kapılmaya başladı.

Sonra Kutsal Ruh arkadaşıma konuştu: “Sen rahipliğe sahipsin. Kurtarma ekiplerine sizleri almaları için emir ver.”

O, bu teşvike uyarak, “İsa Mesih’in adıyla ve rahiplik gücüyle, geri dönün ve bizi alın” dedi.

Birkaç dakika içinde gemi yanlarına geldi, onların güverteye çıkmalarına yardım ettiler. Rahipliğe sahip sadık ve layık bir kişi, en umutsuz anında, rahipliği kullanarak kendi hayatını ve başkalarının hayatını kutsadı.

Umuyorum ki biz, burada ve şu anda, bize ihtiyaç duyulan zamanlar, hizmet edebileceğimiz zamanlar ve insanların hayatını bereketleyebileceğimiz zamanlar için her zaman hazır olmaya karar veririz.

Şimdi, bu genel rahiplik oturumunu sonlandırırken, sizlere ‘seçilmiş bir kuşak, Kral’ın rahipleri” (1 Petrus 2:9) olduğunuzu söylüyorum. Umuyorum ki bu ilahi şerefe her zaman layık olabiliriz, tüm kalbimle Kurtarıcımız İsa Mesih’in adıyla dua ediyorum, amin.