En Büyük Liderler En Büyük Takipçilerdir
Önümüzdeki yolun karanlık gibi göründüğü zamanlar olacak ama siz Kurtarıcı’yı takip etmeye devam edin. O yolu biliyor; aslında yol O’dur.
Ben 12 yaşındayken, babam beni avlanmak için dağlara götürdü. Sabah saat 3’te kalktık, atlarımızın semerini taktık ve zifiri karanlıkta dağ yamacındaki ormana doğru yola koyulduk. Babamla avlanmayı her ne kadar çok sevsem de, o anda kendimi biraz gergin hissettim. Bu dağlara önceden hiç gitmemiştim ve yolu, hatta neredeyse hiçbir şeyi göremiyordum! Görebildiğim tek şey babamın taşıdığı küçük el feneriydi ki bu önümüzdeki çam ağaçlarına doğru zayıf bir ışık yayıyordu. Atım kayıp düşse ne olurdu; babam gittiği yeri görebiliyor muydu? Fakat şu düşünce beni rahatlattı: “Babam nereye gittiğini bilir. Onu takip edersem, her şey yolunda gidecek.”
Ve her şey yolunda gitti. En sonunda güneş çıktı ve beraber harika bir gün geçirdik. Eve dönmek için yola çıktığımızda, babam diğer zirveler arasında göze çarpan muhteşem, dik bir zirveyi gösterdi. “Şurası Windy Ridge” dedi. “Orada iyi av var.” O an, bir gün buraya Windy Ridge’e tırmanmak için geri döneceğimi biliyordum.
Daha sonraki yıllarda babamın Windy Ridge hakkında konuştuğunu sık sık duydum ama biz asla geri gitmedik, ta ki bir gün, 20 yıl sonra babama telefon açıp, “Hadi Windy’e gidelim” diyene kadar. Bir kez daha atlarımızın semerini taktık ve dağın yamacına doğru hareket ettik. O zaman 30’lu yaşlardaydım ve tecrübeli bir biniciydim; fakat 12 yaşında bir çocukken hissettiğim aynı gerginliği hissettiğim için şaşırdım. Ne var ki, babam yolu biliyordu ve ben onu takip ettim.
En sonunda Windy’nin zirvesine ulaştık. Manzara çok keyif vericiydi ve içimde çok yoğun bir şekilde buraya tekrar gelme hissi oluştu; bu sefer kendimi değil, eşimi ve çocuklarımı düşünüyordum. Yaşadıklarımı onların da yaşamalarını istiyordum.
Yıllar geçtikçe, babamın bana yol gösterdiği gibi benim de oğullarıma ve diğer genç beylere dağların zirvelerine doğru yol göstermek için nice fırsatım oldu. Bu tecrübeler beni yol göstermenin ve takip etmenin ne anlama geldiğini derin derin düşünmeye teşvik etti.
İsa Mesih En Büyük Lider ve En Büyük Takipçidir
Size eğer “Gelmiş geçmiş en büyük lider kimdir?” diye sorsam, yanıtınız ne olurdu? Yanıt elbette ki İsa Mesih’tir. O akla gelen her liderlik niteliklerine sahip kusursuz bir örnektir.
Ancak size “Gelmiş geçmiş en büyük takipçi kimdir?” diye sorsam, yanıtınız yeniden İsa Mesih olmaz mıydı? O en büyük liderdir çünkü O en büyük takipçidir; O Babası’nı her konuda kusursuzca takip eder.
Dünya liderlere güçlü olmalarını öğretir; Rab, yumuşak başlı olmalarını öğretir. Dünyevi liderler kabiliyetleri, yetenekleri ve zenginlikleriyle güçlü ve etkili olurlar. Mesih’e benzer liderler ikna ederek, sabırla, şefkatle, yumuşak başlılıkla ve içten sevgiyle güçlü ve etkili olurlar.1
Tanrı’nın gözünde en büyük liderler her zaman en büyük takipçiler olmuşlardır.
Bana yol göstermeyi ve takip etmeyi öğreten, Kilise’nin genç beyleriyle yakın zamandaki etkileşimlerim sayesinde yaşadığım iki tecrübeyi sizlerle paylaşmama izin verin.
Hepimiz Lideriz
Geçenlerde eşim ve ben devamlı gittiğimiz mahalleden başka bir yerde Rab’bin sofrası toplantısına katıldık. Toplantı başlamadan hemen önce bir genç bey bana geldi ve Rab’bin sofrasını dağıtmaya yardımcı olup olamayacağımı sordu. “Memnuniyetle” yaparım dedim.
Diğer hizmetlilerle beraber yerimi aldım ve yanımda oturan kişiye “Görevim nedir?” diye sordum. Şapelin arkasında orta bölümde dağıtmaya başlamamı söyledi ki o da aynı bölümün diğer tarafında olacaktı ve beraber öne doğru ilerleyecektik.
“Bunu uzun zamandan beri yapmadım” dedim.
“Sorun değil. Bunu yapabileceğine eminim. Ben de ilk başladığımda öyle hissetmiştim.” diye yanıt verdi.
Daha sonra birkaç hafta önce rahipliğe atanmış, kuruldaki en genç hizmetli Rab’bin sofrası toplantısında bir konuşma yaptı. Toplantıdan sonra, diğer hizmetliler onun etrafında toplandılar ve ona kurul üyesi olan kendisiyle ne kadar gurur duyduklarını söylediler.
O gün onları ziyaret ederken, bu mahalledeki Harun Rahipliği kurullarının tüm üyelerinin her hafta diğer genç beyleri ziyaret ettiklerini ve onları kurullarının bir parçası olmaya davet ettiklerini öğrendim.
Bu genç beylerin hepsi büyük bir liderdi. Ve açıkça perde arkasında, Melkizedek Rahipliği’ne sahip bazı harika kişiler, anne babalar ve vazifelerinde onlara akıl hocalığı yapan diğer kişiler vardı. Böyle ilgi gösteren yetişkinler, genç beyleri şu anda oldukları gibi değil ancak gelecekte olabilecekleri bir kişi olarak görürler. Genç beylerle konuştuklarında ya da onlar hakkında konuştuklarında onların eksiklikleri üzerinde durmazlar. Bunun yerine, onların gösterdikleri büyük liderlik niteliklerini vurgularlar.
Genç beyler, Rab sizi işte bu şekilde görüyor. Kendinizi bu şekilde görmeye davet ediyorum. Bu hayatta liderlik etmeye çağrılacağınız zamanlar olacak. Başka zamanlarda, sizden takip etmeniz beklenilecektir. Ama bugün size vermek istediğim mesaj şudur ki hizmet çağrınız ne olursa olsun, siz her zaman bir lidersiniz ve her zaman bir takipçisiniz. Liderlik öğrenciliğin bir ifadesidir; açıkçası başkalarının Mesih’e gelmelerine yardımcı olmasıdır ki gerçek öğrencilerin yaptığı şey de budur. Mesih’in bir takipçisi olmaya çabalıyorsanız, o zaman başkalarına O’nu takip etmekte yardımcı olabilir ve bir lider olabilirsiniz.
Liderlik etme yeteneğiniz sempatik bir kişilikten, motive edici becerilerden ya da topluluk önünde konuşma kabiliyetinden gelmez. Bu, İsa Mesih’i takip etmeye olan bağlılığınızdan gelir. Bu, İbrahim’in dediği gibi, doğruluğun güçlü bir takipçisi olma arzunuzdan gelir.2 Bunu yapabilirseniz -hatta bunu yapmakta mükemmel olmamanıza rağmen yine de yapmaya çalışıyorsanız- işte o zaman siz bir lider olursunuz.
Rahiplik Hizmeti Liderliktir
Başka bir zaman, Yeni Zelanda’da üç genç çocuğu olan bekar bir annenin evini ziyaret ediyordum. En büyük oğlu 18 yaşındaydı ve Melkizedek Rahipliği’ni hemen bir önceki pazar günü almıştı. Ona henüz bu rahipliği kullanıp kullanmadığını sordum. “Bunun ne anlama geldiğinden emin değilim” dedi.
Ona kendisinin şu an teselli etmek ya da iyileştirmek için bir rahiplik kutsaması verme yetkisine sahip olduğunu söyledim. Uzun yıllardan beri yanında Melkizedek Rahipliği’ne sahip bir kişi olmayan annesine baktım. “Bence annene bir kutsama versen harika olur” dedim.
“Nasıl verileceğini bilmiyorum” diye yanıt verdi.
Ona ellerini annesinin başına koymasını, onun adını söylemesini, Melkizedek Rahipliği’nin yetkisine dayanarak ona bir kutsama verdiğini belirtmesini, Ruh’un onun aklına ve yüreğine koyacağı şeyleri söylemesini ve İsa Mesih’in adıyla bitirmesini açıkladım.
Ertesi gün, ondan bir e-posta aldım. Kısmen şöyle yazıyordu: “Bu akşam annemi kutsadım. … Kendimi çok ama çok gergin ve yetersiz hissettim, bu yüzden Ruh’un benimle olduğundan emin olmak için devamlı dua ettim çünkü Ruh olmadan bir kutsama veremezdim. Kutsamaya başladığımda, kendimi ve zayıflığımı tamamen unuttum. … Hissettiğim büyük ruhsal ve duygusal gücü [beklemiyordum.] … Daha sonra sevgi ruhu benim içimi öyle bir şekilde kapladı ki duygularımı kontrol edemedim, hemen anneme sarıldım ve bir bebek gibi ağladım. … Şu an bunu yazarken bile, Ruh’u [o kadar çok hissediyorum ki] asla bir daha günah işlemek istemiyorum. … Bu sevindirici haberi çok seviyorum.”3
Görünüşte sıradan gözüken bir genç beyin kendisini yetersiz hissetmesine rağmen, rahiplik hizmeti sayesinde büyük işler başarabileceğini görmek ilham verici değil mi? Kısa süre önce, bu genç adamın bir görev çağrısı aldığını ve önümüzdeki ay görevli eğitim merkezine gireceğini öğrendim. Onun pek çok insanı Mesih’e yönlendireceğine inanıyorum çünkü rahiplik hizmetinde Mesih’i nasıl takip edeceğini öğrendi; onun sergilediği örnek, en başta kendi evinde olan 14 yaşındaki erkek kardeşi üzerinde derin bir etki bırakmıştır.
Kardeşlerim, farkında olsanız da olmasanız da insanlar -aile bireylerimiz, arkadaşlarımız, hatta yabancılar- bize saygı göstermektedir. Rahiplik sahipleri olarak, sadece Mesih’e gelmek bizim için yeterli değildir; şu anki vazifemiz herkesi Mesih’e gelmeye davet etmektir.4 Kendimiz için ruhsal nimetler alarak kendimizi tatmin edemeyiz; sevdiğimiz kişileri bu aynı nimetlere doğru yönlendirmeliyiz ve İsa Mesih’in öğrencileri olarak herkesi sevmeliyiz. Kurtarıcı’nın Petrus’a verdiği buyruk, aynı zamanda bize verdiği bir buyruktur: “[Rab’be] döndüğün zaman kardeşlerini güçlendir.”5
Celileli Adamı Takip Et
İleride yolun karanlık görüneceği zamanlar olacaktır ama Kurtarıcı’yı takip etmeye devam edin. O yolu biliyor; hatta O yoldur.6 Mesih’e daha samimi bir şekilde geldiğinizde, yaşadığınız tecrübeleri başkalarının yaşamalarına yardım etme arzunuz daha da artacaktır. Bu hissi açıklayan başka bir kelime, “[Baba’nın] Oğlu İsa Mesih’in sadık taraftarlarının tümüne bağışladığı”7 ilahi sevgidir. Ondan sonra, Mesih’i takip ederken başkalarını da O’na yönlendirdiğinizin farkına varacaksınız. Başkan Thomas S. Monson bununla ilgili şunu söylemiştir: “Celileli Adamı, hatta İsa Mesih Efendimizi, takip ettiğimizde, nerede olursak olalım ya da hizmet çağrımız ne olursa olsun, kişisel etkimiz sonsuza dek hissedilecektir.”8
Tanıklık ederim ki bu Kilise, Mesih’in gerçek Kilisesi’dir. Tanrı’nın bir peygamberi olan Başkan Monson tarafından yönetiliyoruz ki o büyük bir liderdir, aynı zamanda Kurtarıcı’nın gerçek bir takipçisidir. İsa Mesih’in adıyla, amin.